Geçen hafta, Amerikan mahkemelerinde zapta geçen diyaloglardan bir tutam yazmıştım. Çok gülmüşsünüz..
O zaman bir tutam daha.. Dikkat edin, hepsi gerçektir.
***
Avukat, müvekkilini şahit olarak çağırdı..
Avukat- Kadının üç çocuğu vardı değil mi?.
Müvekkil- Evet..
A: Kaçı erkek?.
M: Hiç biri..
A: Hiç kızı var mıydı?.
M: Sayın Yargıç, yeni bir avukat tutmama izin verir misiniz?.
***
Savcı: Demek ilk evliliğiniz ölümle bitti.
Davacı: Evet..
Savcı: Peki hanginizin ölümü bitirdi evliliğinizi?.
Şahit: Tahmin edin, bakalım.
***
Savcı: Gördüğünüz kişiyi tarif eder misiniz?.
Şahit: Orta boylu, uzun sakallı.
Savcı: Kadın mı, erkek mi?.
Şahit: Şehirde bir sirk yoksa, erkek olmalı..
***
Savcı: Otopsilerinizin kaçını ölülere yaptınız?
Şahit: Hepsini. Canlılara otopsi yapmak müthiş bir
kavga gerektirir.
***
Savcı: Doktor, otopsiye başlamadan önce, adamın nabzını kontrol ettiniz mi?.
Şahit: Hayır.
Savcı: Tansiyonunu ölçtünüz mü?.
Şahit: Hayır!.
Savcı: Nefesini kontrol ettiniz mi?.
Şahit: Hayır..
Savcı. O zaman adamın siz otopsiye başlarken canlı olması mümkün.
Şahit: İmkanı yok..
Savcı: Nasıl eminsiniz bu kadar?.
Şahit: Çünkü beyni o sırada masamın üzerindeki bir kavanozun içindeydi.
Savcı.. Haaa!.. Anladım.. Ama gene de hayatta olması mümkün değil mi?.
Şahit: Mümkün Savcı bey.. Hayatta olabilir. Hatta muhtemelen üniversitede Hukuk okuyordur.