Telefonuma bir mesaj düştü.. "Caddebostan Kültür Merkezi'nde konserim var.. Gelir misin?.."
"Soru mu" dedim.. "Timur konseri olacak da ben olmayacağım.."
Timur Selçuk ve Modern Folk Üçlüsü, 1970'li yıllarda İstanbul Şan, Ankara Dedeman ve Adana İstasyon Bahçesinde konserler vermiştik. Hayatımın en unutulmaz günlerinin başında gelir.. Timur'la o zaman tanışmış, çok yakın dost olmuştuk.. Müziğine zaten bayılırken.
Şan Konserinde hiç unutmam.. Tir tir titremiştim heyecandan.. Bizim çocuklar Münir Nurettin'in "Lale Zamanı" adlı muhteşem bestesini Doğan'ın düzenlemesi ile çok sesli söylüyorlardı. Münir Üstat da ordaydı.. TRT, hele alaturka düzenlemelere yasak üstüne yasak koyar ve çaldırmazken (O zaman başka televizyon da yoktu, anlayın) Münir Baba ne diyecekti acaba?.
Konser bitti.. Kulise geldi.. Çocukları birer birer kutladı.. Aynen Veysel gibi..
"Bizim müziğimizi sınırların ötesine, geleceğe siz taşıyacak, bugünün gençlerine siz dinleteceksiniz. Çok güzel olmuş, kutlarım" dedi.. Nasıl uçtuk havaya..
Salı gecesi koşarak gittim, karşıya, erkenden.. "Ne olur, ne olmaz, Köprü'de takılırım" diye.. Erken gitmek, bize çok sevdiğim 100 yıllık Kadıköy Yanyalı Lokantası'nda yemek fırsatı verince, gece baştan güzel başladı bir defa.. Anadolu ve Balkanlar'ın lezzetlerine bayılıyorum.. Hele de "Yasak (!)" tatlılarına..
Sonra ver elini Caddebostan.. Kültür Merkezi dolmuş.. Kadıköy'ü bir sevme sebebim de bu.. Sanata ve Kültür'e bu kadar meraklı bir İstanbul ilçesi daha yok.. Hangi salona, ne için gitsem dolu.. Timur çıktı ve anlattı..
"Bu gece konserimiz iki bölüm.. İlk yarıda Münir Baba'nın eserlerini seslendireceğiz.. İkinci bölümde benimkileri.. Bu arada Mercan Selçuk da (Kızı) bu konsere özel dans sürprizleri hazırladı.."
..Ve Münir Baba bölümü başladı.. Hem de ne başlama.. Üstadın söylemesi en zor şarkıları arka arkaya.. "Klasik Türk Musikisi" dediğimiz işte bu.. Nasıl seslendiriyor Timur.. Sonra popüler, hep bildiğimiz, eşlik ettiğimiz şarkılara geldi sıra.. Rindlerin Akşamı.. Endülüste Raks.. Beni Kör Kuyularda.. Kalamış.. Daha neler neler.. İki saate yakın sürdü ilk bölüm.. Farkında değiliz.. Salon mest çünkü..
Bu yarının doruk noktası, Münir Baba'nın sesiyle play back yaparak sahnedeki sazlara eşlik ettiği "Aziz İstanbul" oldu.. Bana sorarsanız, İstanbul üzerine yazılmış en güzel şiir, en muhteşem şarkıdır.. Günde on defa dinleyebilirim, öylesi.. Münir'in sesi salonu doldururken, sahneye kenardan Mercan Selçuk girdi.. Sahnenin arkasındaki perdeye Baba Münir Nurettin yansıyor. Piyanonun başında oğul Timur.. Sahnede torun Mercan.. Üç kuşak bir arada.. Yanımda oturan, iyi bir fotoğraf sanatçısı Zeynep Özyılmazel, üç kuşağı bir kareye sığdıran resmi çekiyor, heyecan içinde.. Sayfada gördüğünüz resim o.. Mercan Sema üzerine yapmış koreografisini.. Bitmesini istemiyor insan..
İkinci yarı, kendi şarkılarını seslendirdi Timur.. Baktım klavyede bizim Turan Yükseler.. Davulda Orhan Topçuoğlu.. Eski dostlar.. Ve Timur tüm ünlü şarkılarını, bu arada benim en sevdiğim dört tanesini seslendirdi.. Rıhtımda.. Sen Nerdesin.. Bugün, Yarın ve Daima.. Ve de Beyaz Güvercin..
Beyaz Güvercin'de Mercan bu defa bembeyaz bir güvercin gibi kondu sahneye, babasına dansıyla eşlik ederek.. Nasıl bir güzelliktir bu sahne..
Tam 3 saat sahnede kaldı Timur.. Söyleyerek, çalarak.. Üç saat nefes kesip izledi seyirci onu..
Kadıköy harika bir gece yaşadı..
Ben "Mutluluk Tespihi"me bir tane daha ekledim..
Arka ekranda Münir.. Piyano başında Timur.. Dans eden Mercan.. Üç kuşak Selçuklar bir arada..