Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Alışmayın!.. Evde oturun, e mi?.

"En az 20 bin kişi gelir, derbiyi izlemeye" diye, hazırlık yaptım. Mutfak tıklım tıklım yiyecek ve atıştırmalık dolu.. Maç iptal.. Onca yemek, onca emek, onca masraf!.
Sevgili dostum, Ali Sami Yen Arena'nın büfe işletmecisi Özcan Karamahmutoğlu, 20 bin kişilik hazırlık yaptı.. Sandviçler, sosisler, köfteler, içecekler.. Haftaya kalacak olanı var, atılacak olanı var.. Sıfır satış.. Karı geçtik. Bir de zarar!..
Maç iptal edilince, fırladım evden.. İstikamet sinema.. İstinye Park.. Etiler'den İstinye'ye 8 dakikada gittik. Yollar bomboş.. Sinemaya girdim. Pazar günü hele o saatlerde tıklım tıklım kulis bomboş.. "Bütün gün 150 kişi ya geldi, ya gelmedi" dedi, orda çalışan kardeşim.. 12 salon var İstinye'de.. Beşi yeni girmiş 12 güzel film var.. Salonlar boş.. Büfeler de boş tabii..
İstinye Park hafta sonu, en çok iş yapacağı gün bomboş.. Cevahir farklı mı?. Ya da öteki AVM'ler!.
Pazar günü İstanbul'un ekonomik kaybının kaç milyar lira olduğunu bir ekonomist açıklar herhalde..
Pazar günü, ona buna dağıttığım yemekler beni batırmaz. Özcan da batmadı.. Sinema boş kaldı diye işletmeciler de batmadı.. AVM'de dükkanları olan büyük patronlara da bir şeyler olmadı.. Pazar sabahı brunch hazırlığı yapan yüzlerce lokantanın sahipleri kar edemediler.
Olan, küçüklere oldu.. Kime?.
Yer gösterip üç beş kuruş bahşiş alacak çocuğa, mesela.. AVM'de dükkandan alınan paketleri arabaya taşıyıp, üç otuz para gündeliğine pazar günleri ekstra bahşiş ekleyen bir başka çocuğa mesela..
AVM'de tezgah kurmuş kendi işlediği şeyleri satan genç kıza mesela.
Bomboş restoran, kafe ve eğlence yerlerinin bahşişle çalışan garson benzeri elemanlarına oldu, mesela..
Kimsenin sokaklara çıkmadığı o pazar, İstanbul'da kaç bin eve, pazar gecesi on para girmedi biliyor musunuz?. Kıt kanaat geçinen, hafta sonları gelirleri üç beş kuruş artan on binlerce eve, on para girmedi.. Çocuklarını pazartesi sabahı okula harçlıksız gönderdi binlerce aile..
Terörün istediği bu değil mi?. 4 turist öldürmenin amacı ne?. Hem turizmi baltalamak, hem de milleti sokağa çıkma korkağı yaparak, iç ekonomiyi çökertmek değil mi?..
İstiklal Caddesi'nde patlayan bombanın amacına ulaştığını gördüm, pazar gecesi bomboş İstanbul sokaklarında turlarken..
Maça gitmeyeceğiz.. Tamam.. Sinema, tiyatroya gitmeyeceğiz. Tamam.. AVM'lere gitmeyeceğiz tamam.. Peki Boğaziçi Üniversitesi'ne, Koç, Sabancı, öteki onlarca üniversite, binlerce orta okul, ilkokula gitmeyecek miyiz?. Ya da işe?. İş ve okul servislerine binmeyecek miyiz?. Kalabalık hiçbir yere gitmeyeceğiz, kitlesel bir Agorafobi/ Kalabalık yer korkusu'na tutulacağız öyle mi?.
Korkup, teslim olacağız teröre ha?...
O canlı bombayı İstiklal Caddesi'ne gönderenler, pazar akşamı bomboş İstanbul'u ne keyifle izlemişlerdir kim bilir, "Başardık, işte bu" diyerek..
Agorafobimiz, terörü zil takıp oynatırken, cebime de bir mesaj düşmez mi?.
İstanbul halkı 27 Mart pazar günü hiç sokağa çıkmayarak teröre tepki gösterecekmiş.. Onu organize ediyor, sanal medya..
Saklanarak tepki nerde gösterilmiş ki, dünyada?.
Teröre en büyük tepki, 27 Mart Pazar günü evleri boşaltıp tüm eğlence ve dinlence yerlerini doldurmakla gösterilir.. "Korkmuyorum ulan senden" diyerek konur tepki..
"27 Mart'ta evlere kapanalım" mesajına Bekir Coşkun'un yazısı eklenmiş. Meğer fikir babası oymuş..
Yazıyı okudum, inanmadım. Gazeteyi buldum.. Orijinali okudum. Aynen..
"Turizmden sonra kent ekonomilerinin de çökmesi söz konusu" diyor Bekir.. Yani turizm ve kent ekonomisi çökerse bu iktidar çöker..
İktidarla birlikte, kaç aile, kaç yuva çöker Bekir?. 18 milyon İstanbul'un dörtte üçü bu iki ekonomiden geçiniyor..
Diyelim çöktü iktidar?. Çökmüş ülkede iktidar olsan neye yarar?.
Bu ülke insanının tam bir, tam beraber olması gereken günlerde, terörü iktidar değiştirme aracı görmek, terörden medet ummak, yangına körükle gitmek, ne demek oluyor?.
Ankara'da bomba patladığı gün "Hiç kimse bu olaydan siyasi bir yarar çıkarmaya kalkışmasın. Kimse keseri kendine göre yontmasın. Vatanseverlik odur" diye yazdım. Kendim yazdım, kendim okudum..
Keseri eline alan yontmaya başladı..
Yontulan Türkiye arkadaşlar.. Yontulan vatanımız.. Öz vatanımız.. Yontan da, gözü dönmüş bizleriz!. Hepimiz!..
Bu vatan kimin arkadaşlar!.
Bir zamanlar ilkokulda ezberletirlerdi bize.. Şimdi durum nedir bilmem..
"Bu vatan, toprağın kara bağrında
Sıradağlar gibi duranlarındır.."
Sevgili dostlarım.. Sıra dağlar gibi duranlarındır, bu vatan..
"Bir tarih boyunca, onun uğrunda
Kendini evlerine gömenlerin" değil..

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA