Beni Galatasaraylı yapan o geçmiş yıllardaki efsane takımın hocası Gündüz Kılıç'tı. Kaptanı da Turgay Şeren.. Mesleğe daha birkaç ay önce başlamış, 17 yaşındaki bir delikanlıyı, Ankara'da Galatasaray'ın kamp yaptığı otelde karşılarına alır, saatlerce sohbet ederlerdi. Hoca ve kaptan öyle olunca, takımın davranışı farklı olur mu?. Hepsi ile kardeş gibi olduk.. Ben de onların her maçlarını kazanmasını ister oldum, yürekten..
Turgay Kaptan'la yıllar sonra yollarımız meslekte kesişti. Sabah'ta yıllarca birlikte yazdık..
Sağlık durumu ve o toprak sahalarda kendini yerden yere atmalardan hatıra kalan sakatlığı yıllar içinde yürümesini iyice zorlaştırınca, emekli etti kendini Kaptan.. Köşesine çekildi..
..Ve biz dahil, hepimiz onu unuttuk..
Bu ülke böyle.. Unutkanlar ülkesiyiz biz.. Ama unutmayanlar var..
Adını Mehmet Ergün diye veren birisi aradı. Sancaktepe Belediyesi Basın Danışmanıymış..
"Hıncal Ağabey" dedi.. "Salı gecesi (Yani bu gece) Grand Cevahir Otel' de 'Turgay Şeren'e saygı gecesi' düzenliyoruz" dedi..
Ne güzel değil mi?.