Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

"Sen kafayı mı dağıttın, Hocam?."

Aynen öyle.. Mustafa Denizli Mersin maçına çıkardığı kadroyu soyunma odasında tahtaya yazarken, orada olsaydım "Sen kafayı mı dağıttın, Hocam?" diye bağırırdım..
Yahu bu kadar yanlış, kör parmağım gözüne bu kadar bir arada yapılır mı?.
Önce bir düşün Galatasaray için Lazio maçı mı önemli, Mersin maçı mı?.
Lazio maçını kazanman, hatta turu geçmen Galatasaray'a sadece prestij sağlar. Oysa Galatasaray'ın şu anda, prestije değil, gerçeğe ihtiyacı var. Yani, Gelecek sene Avrupa'da oynama hakkına.. Bu hakkı kazandıramazsan Hocam, Galatasaray'a UEFA'dan önce sen ceza vermiş olursun ve 2 yıl yasağını fiilen 3'e çıkarırsın.
Peki seneye Avrupa hakkı nerden geçiyor..
1- Avrupa Ligi'ni kazanmaktan..
Aklına bile getirme..
2- Türkiye Kupasını kazanmaktan..
Kesin mi?. Yolunda Fener, Beşiktaş varken, kesin mi?.
3- Süper Lig'de ilk üçe girmekten..
Fener, Beşiktaş sen geldiğinde 5 puan öndeydi. Şimdi 15 puan.. Tek umut 3. olmak..
Bunun için de lig maçlarını kazanmak zorundasın..
Şimdi benim "Akıllı" Hocam,
Mersin'i mi yenmek daha aklına yakın, Lazio ve sonrakileri eleyip Avrupa Ligi'ni kazanmak mı?.
O zaman hangi akılla, Mersin maçında Lazio denemesi yaparsın?.
Buna hakkın var mı?.
Hem Linnes'i, hem Sabri'yi kenarda oturtup, Denayer'i sağbek oynatmak intihar değilse nedir?. Sen gördüklerini de anlamaz mı oldun, yoksa unutuyor musun?.
Denayer'in sağbekte olmayacağı anlaşıldığı için Linnes alınmadı mı?. Bu bir..
Linnes ve Sabri arkalı önlü oynadıklarını hem sağ kanadı sağlama aldılar, hem de rakip sol kanadı çökertmediler mi?. Şimdi ikisi de kenarda.. Yazıklar olsun!.
Donk'un adının ortasındaki "o"yu "a"ya mı çevirmem lazım ki, kafana "Dank" etsin ki, bu adam palavranın biridir.
Küçük takım oyuncusudur.
Galatasaray'da on para etmez..
Kaç maçtır takımı satıyor, farkında değil misin?. Savunma yanı sıfır. Rakibe en iyi kontratak veren adam, üstelik. Oyun kurucu yanı sıfır.. O zaman hala nasıl onda ısrar edersin?. Hakem Galatasaray'a acımasa maçı 9 kişi bitirirdin. Çünkü atılmak için o kadar çok uğraştı ki, casus gibi.. Bir sarısı varken, biri hatta direkt kırmızılık üç, ikinci sarısına göz yumdu, Galatasaray düşmanı denen hakem..
O sağbekte öldürdüğün Denayer işte tam da buranın adamı, baksana özelliklerine..
Koşuyor.. Hızlı.. Kafada hakim.. Hücuma çıkmayı seviyor.
Kötünün yerine adam denemiyor, iyi yeri piç ediyorsun, bu ne iş?.
Burak gitti.. Galatasaray'ın hücum gücü zayıfladı.. Transfer şansın yok.. O zaman mevcutla yeni yol bulman gerek..
Taraftarın bitirdiği Umut'a şimdi tüm sorumluluğu vermek, adamı kurşuna dizmek..
Yapacağın şey onu dinlendirmek, unutturmak ve rahatlatmak..
Adam "Yuhalanma Korkusu"ndan şut atamaz hale gelmiş, "Büyük" Mustafa farkında değil..
Umut'u kenara al, oyun sonlarında kullanarak yavaş yavaş geriye döndür ve şimdi Umut'suz bir hücum gücü düşün..
Sağda Linnes ve Sabri..
Solda Olcan ve Yasin kanatları..
Ortada Podolski.. Gerisinde Sneijder ve Selçuk..
Söyle bakalım kaç hoca imrenmez böyle bir takıma..
Maceraya, serüvene gerek var mı?.
Çık lig maçlarını kazan, git!.

***
Bana yüzde yüz katılmayabilirsin, ama en azından tartışılacak şeyler söylüyorum değil mi?. Var mı etrafında seninle bunları konuşan, tartışan ve o komik kararlarını bir daha düşünmeni sağlayacak bir dostun, bir yardımcın?.
Şimdi bir de Sneijder krizi yaşıyorsun.. Küstah ve şımarık Hollandalı'ya teslim oldun çünkü, frikiği atmadı diye kızıp "Beni çıkarın" dediği zaman..
Yahu maçın bitmesine altın değerinde dakikalar var.. Seni kurtaracak golü atacak iki adam varsa sahada biri Sneijder.. Maç boyu dağları taşları dövdü ama, bir tane tuttursa?. Ama hemen emrine uydun, şımarığın.... "Kal, oyna" demedin, diyemedin hocam.. Gücün mü yetmedi Hollandalı'ya.. Şimdi, Kaptanına isyan eden ve "Beni oyundan al" işareti yapan ve seni emir kuluna döndüren adama, Lazio maçında nasıl güveneceksin?.
O şaşkın, o hain seyirci de, Sneijder'in yanında yer alacak ve Burak'tan sonra zaten limoni olduğu Selçuk'a da saldıracak..
Takım iyice bitecek.. Sen de beraber tabii..
Kaldı ki.. Bin defa olsa, o frikik Selçuk'un hakkı idi.
Orası onun yeri çünkü. Kaç defa lamba gibi astı, biliyoruz.
Sneijder ise, o gün tüm şutlarında tribünlere yolladı topu, çerçeveyi bulamadı. Kaptan doğru karar verdi. Sneijder küstahlık yaptı ve sen teslim oldun..
O an, gene yanında olmak isterdim, Sneijder'i alma kararı (!) verdiğin an.. Ve tüm gücümle bağırırdım..
"Sen kafayı mı dağıttın, Hocam!."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA