"Bu Gürer" dedi, yanımda oturan Mesut İktu Hocam "Eğer bir batı ülkesinde doğmuş olsaydı, şimdi Berlin Flarmoni'nin devamlı şefiydi.. Bu nasıl bir İlkbahar Ayini'dir böyle.."
Devlet Operası'nın en değerli bas baritonlarından, sonra Genel Müdürü, sonra Mimar Sinan Konservatuar Müdürü, yani müziğin her türü ile büyümüş bir usta İktu.. Gürer Aykal'ın da konservatuar kardeşi..
Fulya Leyla Gencer Kültür Merkezi'nde İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası'nın (İDSO) konserini izliyoruz. Çağdaş Klasik Müziğin efsanelerinden İgor Stravinsky'nin, o da efsane yapıtı, İlkbahar Ayini'ni çaldırıyor Gürer, takviyeli orkestraya.. Bu müthiş müzik için İDSO'nun kadrosu yeterli değil.. 38 takviye alınmış, dışardan.. Yeni Kültür Bakanımıza bir minik duyuru burdan, bu vesile ile.. Salonu bile olmayan İstanbul Devlet Senfoni, bu takviyeli 128 kişilik ekiple daracık bir yerde tam 15 gün hazırlanmışlar esere.. Bilirim, Gürer Şefimin çaldırmaktan en çok zevk aldığı eserlerden biridir, İlkbahar Ayini.. İlkbaharın gelişi, doğanın uyanışı şerefine yapılan bir pagan şölenini anlatır. Aslında bale eseri olarak yazılmıştır. Ayinde seçilen bakire kız, Tanrılara kurban edilir. Kurban şekli.. Kız ölene kadar dans edecektir.
"Canları çıktı çocukların daracık yerde" dedi Gürer, kutlamak için boynuna sarıldığımda.. "Kan ter içinde öldüler 15 gün.." Kendisi sanki hiçbir şey yapmamış gibi, gülerek..
***
Türkiye, akla karanın yan yana, iç içe olduğu günler yaşıyor.. Bir yanda karanlık, savaş, ölüm, acılar.. Öte yanda dünya çapında güzellikler.. Medya dünyanın her yerinde kötü haberi sever. Bizde aşırı sever.. Açın iktidar yanlısı, muhalif her gazeteyi, ortak yanları.. Baş sayfalar bu "Kara"larla doludur hep.. Bu yüzden belki, kendi kendimi görevlendirmem ve
"Birisi de güzellikleri yazsın.. İnsanlarım kapkaraları okuyup karalar bağlamasınlar.. 'Ama güzellikler de var' deyip, umutlarını yitirmesinler" demem.
Konserin birinci bölümü de harikaydı..
Açılışı İlyas Mirzayev'in Keman Konçertosu ile
Olgu Kızılay yaptı. Benim Sevgili Olgu.. Borusan Kuartet'in dünya şekeri İkinci Kemanı.. Bu defa İDSO'nun solisti.. Nasıl ısıttı salonu Mirzayev'in müziği ve Olgu'nun enfes yorumu..
Sonra
Hakan Tıraşoğlu geldi sahneye.. Geçen yıl Semiha Berksoy ödüllerinde "Ayhan Baran Özel Ödülü"nü alan basımız.. Bu harika genci, Almanlar kapmış elimizden. 2004'ten beri orada artık.. Verdi/ Don Carlos'tan bir arya okudu.. Arkasından Çaykovski, Yevgeni Onegin'den bir arya daha.. "Bu ne muhteşem sestir" derken, Ahmet Adnan Saygun'dan bir Bozlak gelmez mi?.
Fikret Ağabeyim geldi aklıma.. Otyam.. Geçen yıl kaybettik.. Hisseder gibi oldum.. Ordaydı sanki, Bozlak dinlemeye doyamayan Fikret Ağabeyim..
Hakan da nasıl içten yorumladı, nasıl ruhunu kattı Bozlağa.. Olmaz böyle şey..
İDSO'ya teşekkür.. Bu kuruma destek olarak yaşamasını sağlayan Denizbank'a ve onun müzik aşığı, sanat aşığı Genel Müdürü
Hakan Ateş dostuma ayrıca teşekkür..