"Türk Spor Yöneticiliğinde bir Onur Listesi yap" deselerdi, en başa koyacağım isimlerden biriydi Mehmet Akzambak..
Türk Sporunu o zaman Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü yönetirdi. Genel Müdürler, başbakan kadar tanınırlardı.. Bugün, Genel Müdürün özel kalem kadar forsu yok. Adını bilen var mı?. Geçin.. Spor Bakanı kim?. Yolda görseniz tanır mısınız?.
Neden?. Ayinesi iştir kişinin de ondan.. Bizimkiler hangi işi yapıyorlar ki şimdi, adları duyulsun?.
Türk güreşini içine düştüğü uçurumdan çıkaran, ona 1948 oyunlarındaki itibarını geri kazandıran başkandı, Akzambak.. Eski şampiyonların arpalığı haline gelmiş ata sporunu, çağdaş hocalara, en başta da Muharrem Atik'e teslim etme yürekliliğini göstermişti. Bulgaristan göçmeni olduğu için dışlanan ve aşağılanan Muharrem Atik'e.. Parlak günler geri döndü o sayede, o dönemde..
Başarısı, onu sporun en tepesine getirdi. Türk Sporu her dalda atılım içine girdi.
Yakın dostumdu. Vali ünvanı ile Ankara Emniyet Müdürlüğü de yaptı. Oradaki çağdaş çalışmalarını da yakından izledim.
Çok severdim. Sık buluşurduk. Sonra aniden çekildi ortalardan. Kendini emekli etmiş, Alanya'ya yerleşmiş meğer..
Ölümünü, haber bile olmayınca, çok geç öğrendim.. Hatta "İsim benzerliğidir" dedim. Mehmet Akzambak ölecek de en az on köşe yazısı yazılmayacak!..
Spor basınımızın feci halini, insanımızın vefasızlığını unutmuşuz.. Oymuş.
Nur içinde yatsın..