Yılmaz Vural, kendisini bir haftada görevden alan Gençlerbirliği Başkanı İlhan Cavcav'ı eleştirirken "Biz Çingene miyiz" demiş.
Roman Dernekleri de kızmış.. "Bizi aşağıladı" diye Yılmaz Hoca'yı mahkemeye vereceklermiş.
Niye Roman Dernekleri de, Çingene Dernekleri değil?.
Bu ülkede Çingene Derneği yok da ondan..
Çünkü bu ülkede Çingeneler, kendilerine Çingene denmesinden utanıyorlar da ondan..
Roman Dernekleri, o zaman önce kendilerini mahkemeye versinler..
"Ben Çingeneyim" demekten utananın "Ben Çingene miyim" diyene kızma hakkı olabilir mi?.
Çingenelik nerden geliyor, kaç defa anlattım.. Dünyanın en güzel aşk hikayesinin sonuçlarıdır onlar.. Dünyaya, özgürlükleri, müzikleri, dansları, hünerleri ile yayılmışlardır. Benim çocukluktan beri hayran olduğum, gıpta ettiğim insanlardır.
"Aşağıladı" diye alınacağına, meydan oku.. Yanlış kanıyı düzelt.. Sen, önce "Çingene" olduğunla gurur duy.. Gururla bağır "Ben Çingeneyim" diye.. Bakalım millet, sözlüklerindeki Çingene ile bağlantılı deyimleri kullanmaya devam ediyor mu?.
Avrupa Dillerinde "Geri zekalı" anlamına gelirdi, "Türk kafası!.."
Dillerine yerleşmiş. Kızmanın anlamı yok.. Zaten ne demiş, bizim Mecelle'ye de geçen hukuk kuralı.. "Teşbihte hata olmaz!." Yani, benzetmedeki sözcükler hakaret kabul edilmez..
Bizim kullandığımız deyimler içinde, ırk, inanç, kan esası üzerine hele günümüzde artık hiç kullanılmaması gerekenler var..
Onlar sözlüklerde duracaktır.. Durmalıdır da.. Çünkü, yüzlerce, binlerce yazıda geçiyor o sözcük ve ifadeler.. Onları okuyan yabancılar, gelecekteki nesiller ne anlama geldiğini nerden öğrenecekler, sözlüklerden atarsak..
Ama kullanımdan atacağız. Yavaş yavaş.. Sabırla.. Çünkü dil alışkanlıklarından vazgeçmek kolay değil. Bir öfke, sinir, heyecan anında ağızdan kaçıverir.
Tepki, tamam.. Ama yanında hoş görüsüyle..