Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Yılbaşı ve çam ağacı, Türk adeti..

Dünyanın sayılı ve saygın Türkologlarından Muazzez İlmiye Çığ'ın bu makalesini, meraklıları zaten biliyor. Ama bilmeyenler de var. Okusun ve öğrensinler, Yılbaşı kutlamak ve çam süslemek kimin adeti imiş ve batıya kimlerden nasıl gelmiş?.

***

Türkler'in, tek tanrılı dinlere girmesinden önceki inançlarına göre, yerin göbeği sayılan yeryüzünün tam ortasında bir akçam ağacı bulunuyor. Bunun tepesi, gökyüzünde oturan Tanrı Ülgen'in sarayına kadar uzuyor, buna hayat ağacı diyorlar. Bu ağacı, motif olarak bizim bütün halı, kilim ve işlemelerimizde buluruz. Ülgen insanların koruyucusu. o sakallı ve kaftan giymiş olarak sarayında oturuyor ve geceyi, gündüzü, güneşi yönetiyor.
Türklerde güneş çok önemli. İnançlarına göre gecelerin kısalıp gündüzlerin uzamaya başladığı 22 Aralık'ta gece gündüzle savaşıyor. Uzun bir savaştan sonra gün geceyi yenerek zafer kazanıyor. Bu güneşin yeniden doğuşu, bir yeni doğum olarak algılanıyor Türklerde. Bayramın adı Nardugan, Doğan Güneş demek.. (nar= güneş, tugan, dugan = doğan.)
Astronomik olarak o günden itibaren geceler kısalmaya, günler uzamaya başlıyor. İşte bu güneşin zaferini ve yeniden doğuşu Türkler, büyük şenliklerle akçam ağacı altında kutluyorlar. Güneşi geri verdi, diye Ülgen'e dualar ediyorlar. Duaları Tanrıya gitsin, diye ğacın altına hediyeler koyuyorlar, dallarına bantlar bağlayarak o yıl için dilekler diliyorlar. İnanca göre bu dilekler muhakkak yerine geliyormuş.
Bu bayram için evler temizleniyor. Güzel giysiler giyiliyor. Ağacın etrafında şarkılar söyleyip oyunlar oynuyorlar. Yaşlılar büyük babalar, nineler ziyaret ediliyor, aileler bir araya gelerek birlikte yiyip içiyorlar.
Yedikleri yaş ve kuru meyveler, özel yemek ve bir tür şekerleme. Bayram, aile ve dostlar bir araya gelerek kutlanırsa ömür çoğalır, uğur gelirmiş.
Yazılana göre akçam ağacı yalnız Orta Asya'da yetişiyormuş. Filistin'de bu ağacı bilmezlermiş.
O yüzden "Bu olay, Türklerden Hıristiyanlara geçmiştir. Hunların Avrupa'ya gelişlerinden sonra onlardan görerek almışlardır" deniyor.
İsa'nın doğumu ile hiç ilgisi yok. Doğum, güneşin yeniden doğuşu. İmparator Kostantin (324-337) İznik'te toplanan konsülde, 22 Aralık'da güneşin doğumu için yapılan bu pagan bayramını İsa'nın doğumu olarak 24 Aralık'ta alıyor. Bayrama Noel deniyor.
Batı kilisesi ise yani Katolikler 25 Aralık'ta kutluyorlarmış bunu. Çam süsleme ise ilk defa 1605'te Almanya'da görülüyor, oradan Fransa'ya geçiyor.
Batı'nın, en büyük bayramını, göçebe, ilkel, barbar olarak tanımladığı Türkler'den almış olması ne kadar ilginç değil mi?...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA