Bu satırları yazarken üzerimde kırmızıya yakın bir bordo pantolon ve eskilerin, yani bizlerin deyimi ile "Cart" turuncu bir gömlek var. Omuzlarımda bir pamuklu hırka atılı.. Üzeri yatay çizgilerle gök kuşağı.. Yeşil, mor, somon, mavi, beyaz, falan filan..
Yaşım da 75!..
Beşiktaş Teknik Direktörü Şenol Güneş'in bordo pantolonla saha kenarına gelmesi olay oldu, işe ucundan beni de karıştırdılar da, yazmaya karar verdim.
Bir defa Şenol Hocayı kıyafet tercihinden dolayı kutlarım.. Bir defa çok yakışmış.. İkincisi, karar yürekli.. Özellikle, kıyafet tutucularından çok eleştiri alacağını bile bile giymiş. Görüntüsünün televizyonla tüm ülkeye, hatta yurt dışındaki Türklere gideceğini bile bile..
Şenol Hoca, "Hayatınızı kimseye entegre yaşamayın" diyor gençlere, kıyafet seçimiyle.. "O ne der, bu ne der, diye yön vermeyin kendinize.. Her insan kendi hayatını yaşar ve bir kere yaşar. Başkaları için ömür tüketmeyin. Kendiniz için yaşayın.."
Eleştiriler geldi beklendiği gibi.. En etkilisi de (!) şu..
"O yaşta, o renk giyilir mi?."
Hangi yaşta hangi rengin giyileceği kuralını kim koydu?. Bu kuralı koyma hakkını size kim verdi..
Renk kadar güzel bir şey var mı?.
Açın televizyonu, siyah beyaz seyredin 10 dakika, ne demek istediğimi anlarsınız..
Kim icat ettiyse "Siyah ince gösterir" diye bir laf atıldı. Bütün kadınlar simsiyah oldu.
Sabah asansöre biniyorum, odama gelmek için gazetede.. 8 tane simsiyah genç kadının arasında, rengarenk ihtiyar erkek ben..
Ne düşünüyorlar, bilmem.. Umurumda da değil..
İnsanın yaşı kafa kağıdında değil, kendi beyninde kayıtlıdır.. Beynim 20 yaşımda neysem o.. Gene rengarenk pantolonlarım, gömleklerim, kazaklarım, fularlarımı seçip seçip giyiyorum her sabah..
Bir gün, bir saat aklımdan geçmedi, "Oğlum Hıncal şu yaşa geldin artık, şu rengi dolabından çıkar" demek.. Tersine bir hırsım var belki.. Yıllara meydan okuma..
Giyinme odamda eskiden bu kadar renk yoktu çünkü..
Genç kalmak için avuçla destek ilacı iç.. Ayda bilmem kaç bin lira verip, fitness salonlarından çıkma.. Yaşam koçlarını zengin et.. Sabahın köründe Belgrad Ormanlarına, Bebek Kıyılarına git, saatlerce yürü..
Sonra "Bu yaşta bana yakışmaz" diye karalara bürün.. Ruhunu karart.. Karalar bağla..
Geçiniz..
Çok yaşa Şenol Hocam!..