Sevgili dostum Mudo'yu (Mustafa Taviloğlu tabii)
"Hayırsızlar Listem"in tepesine yazmaya hazırlanırken, telefonumum üzerinde aylar sonra ilk kez adını gördüm. Açtım..
"Bir iftar yemeğim var, bekliyorum" dedi.. "Öteki konuklar sürpriz. Ama hepsi sevdiklerin, merak etme.."
Kalktım gittim..
Yediğimiz, içtiğimiz bize.. Gördüklerim öyle güzel sürprizlerdi ki..
Trafikte takılıp geç kaldığımda, benim sandalyem hariç tüm masa doluydu..
"Aaa" dedim, ilk gözüme çarpan asker arkadaşım Bedrettin Dalan'a sarılırken.. Tam da o anda, Kahraman Sadıkoğlu'nu farkettim.. Aylardır komada yatıyordu. Bendeki telefonu açılmıyordu. Kimselere sormaya da cesaret edemiyordum. "Kötü haber tez duyulur"a inandığımdan "Duymadıysam yaşıyordur" diye teselli bularak.. Hem de nasıl sağlıklı oradaydı..
Tuzla'daki evini, bizim bacı Serpil'e satıp Londra'ya taşınan Vedat Yelkenci ordaydı yahu!.. Benim gibi kel olmuş, yıllar sonra..
2000 yılına kadar oturduğum Oyak Sitesindeki komşum, Jaguar Melih ordaydı..
.. Ve başkaları.. Göz aşinalığım vardı o geceye kadar.. Bankacı Ömer Araz..
..Ve de o gece tanıyıp, çok da mutlu olduğum, şimdi yeni dostlarım.. Necati Kurmel (Saray Halıları Sahibi), Nejat Müldür Paşa, Mert Tümen..
En gencimiz Mert, unutulmaz dost, çok erken kaybettiğimiz Eser Tümen'in oğlu.. Nasıl pırıl pırıl bir delikanlı..
Kahraman'a "Böyle şey denir mi bilmem ama.." dedim.. "İki ay komada kalmak sana yaramış.. En az 10 yaş gençleşmişsin!.."
"10 kilo verdim" dedi.. Gecenin yıldızlarından biriydi Kahraman.. Öyle tatlı anılar anlattı ki, ağzımız açık kaldı..
Ona yemekte söyleyemedim. Şimdi burda söyleyeyim o zaman..
Bu Kahraman, eşi Jülide'ye borçlarını nasıl öder bilemiyorum. Allah kimsenin başına vermesin..
Irak'ta hem de o en rezil yıllarda inşaat yaparken teröristler kaçırmışlardı. Jülide aylarca kendini hazırlayıp (Nasıl hazırlarsa..) en kötü haberi bekledi..
Kendinizi onun yerine koyun..
Sonunda kurtardılar..
Bu defa beyin kanamasından komaya girdi.. İki ay.. Kendinizi bir daha Jülide'nin yerine koyun. "Dayanırım" diyen beri gelsin..
80'li yıllarda Oyak Sitesinde yaşarken komşum Melih'i her sabah işe giderken ve akşam işten dönerken Jaguarını silerken görürdüm.. "Yahu bir de sürdüğünü görsem" diye takılırdım. Şimdi 12 jaguarı olmuş.. Meraklı koleksiyoncu.. Meğer Cem Yılmaz'ı aratmaz bir standupçıymış. Dalan söyledi.. Bir anlatmaya başladı Melih.. Yıkıldı masa kahkahalardan..
Harika bir gece geçirdik. Ertesi sabah aradım Mudo'yu, "Bütün günahlarını affettirdin" diye..