Perşembe öğleye doğru "Geliyorum" dedi.. Bir halsizlik, bir keyifsizlik, bir iştahsızlık.. Kırıklık.. O gün tüm programları iptal edip istirahat kararı aldım..
Cuma sabahı durum daha da kötü.. Gazeteye zor geldim. İştekiler "Gazetenin yarısı bu durumda" dediler bana.. Bir salgın olmalı..
Yazıları bitirebildim ve eve kapağı zor attım..
Bir yığıldım, pazartesi sabahına kadar..
Cuma öğleden sonra, durum perişan.. Burnum akıyor, boğazım yanıyor.. Öksürüyorum bir yandan, hapşırıyorum öte yandan..
Ateşim yok yalnız..
O sırada Sevgili Dostum Erdoğan'dan mesaj geldi.. Almanya'dan..
"Hafta sonu geliyorum, bir şey istiyor musun?."
Erdoğan doktor.. "Doktor istiyorum" dedim.. Aradı.. Durumu sordu..
"Hıncal ağbi, şu sıralar bakteriyel bir salgın var.. Boğazında yanma varsa, muhtemelen o.. Bu yüzden bir de antibiyotik alman gerek" dedi. Mesajla attı reçetemi..
"Günde bir tane, hepsi üç tane" diye.. Eczaneden gelen kutuda da üç tane vardı zaten. "Günde üç tane de theraflu forte" dedi.. "O da seni güçlendirir.."
Aynen başladım.. Pazartesi sabahı da, tekrar işe gelecek kadar dikildim. Öksürük, hapşırık bitti. Boğazda yanma bitti. İştahım yerine geldi.
Galiba iyileşmek üzereyim.. Yani bugünlerde böyle bir şeyler başınıza gelirse, mutlak doktora görünün.. Grip gibi viritük değil de, antibiyotikle bitirilen mikrobik (Bakteriyel) bir şeyse, ciğerlere inmeden boğazdayken kurtarmanız, doktorun reçetesine bağlı ancak..