Çarşamba gecesinden bu yana onu anlatmak için söylenmedik söz, yazılmadık sözcük kalmadı.. Beşiktaş'ın değil sadece Türk sporunun Onursal Başkanıydı o çünkü ve hakkında edilen her kelimeyi hem de nasıl hak etmişti..
Ben, kişisel yanımızla ilgili iki çift laf edeceğim sadece..
İstese Beşiktaş kulübü ona zırhlı Mercedes alırdı.. O kendi minnacık evinin önünde duran Murat 124'ünden vaz geçmedi, araba kullanabildiği sürece..
Ertekin'le yolunu gözlerdik, Ortaköy'e gelsin diye..
Geldi mi, bir anlatmaya başlardı anılarını.. Bal damlardı..
Ağzının içine düşerdik, öylesine..
Sabahın ikisine, üçüne dek açık kalırdı, genelde on birde en geç kapanan Ertekin'in dükkanı..
Ertesi gün işe hayalet gibi gelirdim ama, Süleyman Ağabey'i her defasında dört gözle beklerdik..
Bir gün Ortaköy'de oturuyoruz gene, onun yaşlarında biri geldi.. Süleyman Ağabeyle sarılıp öpüştüler.. Fenerbahçe Divan Üyesi, kulübün saygın isimlerindenmiş.
Süleyman Ağabeyle futbolculuğu devrinden dostlarmış.. O devirde üç büyükler, düşman değil, dosttular.. Masal gibi değil mi?. "Garipçe diye bir sahil köyü keşfettim" dedi.. "Orayı görmelisiniz.."
Sözleştik bir öğle.. Benim minibüse doluştuk, bir Fenerli, bir Galatasaraylı, bir de Beşiktaşlı..
Harika köy yollarından, ağaçlar, sazlar, ormanlar arasından geçerek, senelerin gerisinde kalmış bir Anadolu köyüne ulaştık..
Garipçe o.. Evet o.. Üzerinden üçüncü köprü geçen Garipçe..
Nasıl şirin bir balıkçı köyü.. Köy meydanında bir köy lokantası var, tahta masalar ve sandalyeleriyle..
Süleyman Ağabey denizden yeni çıkmış balıklardan seçti.. Sonra lokantacı gence önündeki bardağı işaret etti.. "Bana şu kadar rakı.." "Bizde içki yok, ağabey" dedi, lokantacı.. "Aman, bakkaldan aldır..
Süleyman ağbinin keyfidir, balıkla o bir tek rakı" dedim.. "Bakkalda da satılmaz" dedi, delikanlı.. "Bu köyde içki içen pek yoktur da.."
Süleyman ağabeyin suratı asılır gibi oldu.. Onun keyfini kaçırmak olur mu?.
Ercan'a işaret ettim.. "Fırla, Sarıyer'den bir şişe kap gel!.."
Yarım saati geçti, Ercan'ın gidip gelmesi ama, Süleyman Ağabey'in keyfi de gelince, beklediğimize değdi..
Gene bir başladı, anılar sohbeti..
Tadından yenmez!..
Şerefine, Süleyman Ağabey!..