İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Bülent Girgin aradı, yazım çıkar çıkmaz..
"Teşekkür ederiz" dedi, içten, yürekten.. "Bu tür eleştiriler bizim 'İş Başında Eğitim' programımıza çok etkili oluyor. Yazınızı 7 bin polisimize okuttum.."
Yaka bağır açık, elinde sigara, olay tabancası elinde poz veren polis daha o gün disiplin cezası almış, yazım çıkmadan yani..
Bülent Müdür, "Kendisiyle konuştum.
'Ne ceza verirseniz hak ettim.. Şapkasız, ağızda sigara, tabanca elde..
Bunların hepsi ayıp.
Bunca ayıbı ben nasıl yaptım diye düşünmekten bir hal oldum' dedi..
Gerçekten üzüntülüydü ama, 7 bin polise örnek olan bir ceza vermek zorundaydık.
Bu meslek halkın güvenidir. Önce kılığımız ve duruşumuzla güven vermeliyiz" dedi.
Bu ülkenin en ağır koşullarda çalışan, ama en çok eleştirilen insanlarının başında gelir polisler.. Günlük yaşamlarının zaman zaman insanlık dışı olduğunu biliyor ve yazıyorum da..
Ama işte böyle anlık zaaflar, ya da "Vur" dahi demeden öldüren çürük dişler, sadece kendilerini değil, meslek adını da kirletiyorlar..
Oysa polislik, beyazların en beyazı bir meslek..
Yani en çabuk kirlenen!..

***
Bu arada Bülent Müdürüm, bir şey daha öğretin. Polis demek, örnek vatandaş demektir. Kuralı hiçe sayma imtiyazlı olan değil.
Akşam, tam da trafiğin en yoğun olduğu saatler..
Dördüncü Levent'ten, Harp Akademileri yoluna sapıyorum.
Ama sapamıyorum. 20 metre ara ile iki kavşak var orda.. Yol da iki şerit. 34 A 88176 plakalı polis arabası, tam da oraya park etmiş.
Gitmişler.. Yol tek şeride inmiş.. Bir yönde akarken trafik, öbür yön tıkanıyor.
Durduk yerde, Büyükdere Caddesi'ne kadar uzayan bir "Kilit" durumu.. Yaratanı da polis..
Buyrun bakalım!..