Bir dev.. Hem de nasıl dev!.. Bir dost.. Hem de nasıl dost!.
Dünya çapında bir sanatçıydı Halil Karaduman.. Ve ne çok sevdiğim bir insandı..
Bir kanun çalardı, dünyanın en ünlü cazcılarına eşlik edecek kadar.. Mozart bile çalardı.. Dinlemeye doyamazdım..
Yaşamdan Dakikalar izleyicisi onu iyi tanır.. İki kadrolu müzisyenimiz vardı. Biri Önder Bali, piyanist.. Allah uzun ömürler versin..
Öteki Halil.. Çağırdık mı iki elleri kanda olsa koşar gelir, prova mrova demeden kime istersek eşlik ederdi, ikisi de. Sazları oyuncak haline gelmişti çünkü usta parmaklarında..
Halil'i yıllar önce Kadir Topbaş'ın hala anlamadığım bir sebeple yok ettiği o unutulmaz, o efsane Rumeli Hisarı Konserlerinde tanımıştım.. Zülfü'yle gelmişti. Aradaki kanun sololarda ölmüştüm. Konser sonrası Zülfü tanıştırdı, sarıldık, o sarılış..
Gene Zülfü ile konsere gitmiş, Bremen'e.. Konser sonrası ekipten ayrılmış.. "Benim Münih'te işim var, yarın ordan dönerim" demiş.. "Yarın" döndü.. Tabutun içinde.. Kalp!.