Bacı Serpil'e kahvaltıya gittik, Tuzla'ya geçen pazar.. Sitenin sahilinde bir kulüpleri var. Kahvaltı orda.. Çünkü bir kermesleri var..
Taşları tahtaları boyamışlar sergiliyorlar. Satışlar kulüp yararına.. Ertekin'le bir kaç taş aldık, çok şirin. Rüzgarda çarpmasın diye bahçe kapısı önünde bir tuğla duruyordu, şimdi o sanatçı taşları var..
Öte yanda da masalar..
Amerikalıların "Garage Sale" dedikleri ev fazlaları.. Çocuklar harçlık çıkarıyor.. Ben limonata satardım çocukken.. Onun gibi..
Bir masaya yaklaştım.. Eski CD'ler.. Karıştırıyorum..
Aaa.. Harika.. Yahu ben aylardır bu CD'yi arıyorum yok.. Yok.. İşte burda.. Kapağı kırık ama fark etmez.. Çalıyor ya.. Beş liraymış fiyatı da.. Kaptım tabii.
Kahvaltı bitti.. Purolar bitti..
Dönüş vakti..
Ercan'a "Şu CD'yi tak.. Sonra da sahil yoluna sür" dedim.. Dünyanın en güzel sahil yolunda, dünyanın en güzel şarkısını dinleyerek anılara dalacağız..
Daha ne olsun..

***
80'li yıllar.. Erkekçe yeni çıkmaya başlamış. Ayın yarısı İstanbul'da dergiyi çıkarıyorum arkadaşlarla.. Yarısını Ankara'da evimde geçiriyorum..
İstanbul'da bir gece yarısı telefonun sesiyle uykumdan uyandım..
Sezen!..
"Saat 3.5.. Bu saatte aranır mı diyorsun ama, aranır. Denedim..
Yeni şarkımı ilk sen dinledin mi, uğurlu geliyor. Bu şarkıyı şimdi bitirdik.. Onno gitarla çaldı. Ben söyledim, evdeki kayıt.. Dinle bak.."
"Söveyim mi, döveyim mi" diye düşünürken şarkı başladı ve ben büyülendim.."
Muhteşem bir şey..
"Bu bandı aynen istiyorum" dedim.. "Yarın elinde" dedi..
O kayıtla Ankara'ya gittim.. Holly dinledi, mest.. Gelen giden her dosta dinletiyorum.. O an bayılıyorlar.. Hemen kendilerine bir kopya çıkarıyorlar, benim müzik setinden, onlar da kendi dostlarına dinletmek için..
Bir ay falan geçti, fazla değil.. Sezen, Ankara'ya konsere geldi.. Bilinen, ünlü şarkılarını söyledi..
Sezen'in ünsüz şarkısı yok ki o zamanlar.. Sonra anons etti..
"Şimdi size en son şarkımı söyleyeceğim.
Daha plağı çıkmadı.. Bu şarkımın ilk okunuşu. Yani dünya prömiyeri, Ankara'ya nasip oldu.."
Sezen şarkıya girdi.. Salonda iki bin kişi falan var.. Müthiş bir koro eşlik etmeye başlamaz mı?.
Sezen şok.. Ben şok..
Kuliste Sezen boğazıma sarıldı..
"Şarkımı daha piyasaya çıkmadan korsan kaset mi yaptın" diye, gülerek..
Yani inanılmaz mucize.. Benden kopya edenlerden kopya edenler.. Zincirleme reaksiyon.. Ankara şarkıyı ezberlemiş..
***
O harika, o efsane kaset benim en kıymetli malım oldu. Arabamdan eksik etmiyorum. Kasetin gerisi boş ya.. Oraya da, Türk popunun en güzel, en romantik slowlarını koydum.. Yanımda oturan dinlemeye doyamıyor. Bir gün Nihal dinledi.. Bizim Modern Folk Ahmet'in eşi.. "Boss bu kaseti bana bir günlüğüne ver, akşamüstü kızları topluyorum. Onlara dinleteyim" dedi.. Verdim.. Ahmet de dinlemiş. Kaset geri geldi. Üzerine Ahmet el yazısı ile, not düşmüş.
"Gamlı Baykuş!.."
Bizim Gamlı Baykuş benim arabanın ayrılmaz parçası oldu.. Kim binerse, kaset bitmeden inmiyor.. Bir gün İstanbul'da bir hostes arkadaşımı Florya'ya bırakıyorum.. Dinledi, bayıldı.. "İlle bende kalsın" dedi. "Veremem" dedim.. "Yiyecek miyiz" dedi. Anlattım.
"Bu kaset özel.. Onno çaldı, Sezen söyledi. Çok kıymetli.."
"Bir gece kalsın, yarın veririm" diye ısrar etti. Öyle diretti ki, bin tembihle verdim ve bir daha geri gelmedi.. Ondan da bir arkadaşı yalvar yakar almış.. Ondan da biri.. Sonra izini kaybetmiş..
Sezen'ne anlattım.. "Üzülme" dedi, "Onno ile bir kayıt daha yaparız, sana özel.."
..Ve yapamadılar.. O feci uçak kazası..
***
Sahil yolunda gidiyoruz arabamız.. Dünya güzeli yolda.. Beş liraya aldığım eski CD, beni milyonla alınmaz eski anılara sürükleyerek gidiyoruz..
Sezen'in sesi arabanın içini dolduruyor..
"Sen ağlama, dayanamam Ağlama göz bebeğim sana kıyamam.
Al yüreğim senin olsun.
Yüreğim bende kalırsa yaşayamam."