İstanbul'un ihmal edile edile dağlar gibi büyüyen ve içinden çıkılmaz hale gelen trafiği nasıl düzelir?.
İstanbul Valisi'nin yapacağı ilk şey, Trafik Polisini, müdürlerinden başlayarak, kaybettikleri, unuttukları, akıllarına bile getirmedikleri bilince yeniden kavuşturmak.
Yani..
"Biz burada devleti temsil ediyoruz. Bu üniforma devlettir" bilincine..
Yani..
"Bu üniformanın olduğu yerde suç olmaz. Olan cezasız kalmaz" bilincine..
Sayın Valim..
İstanbul Trafik polisi bunları unutalı yıllar oldu. Birlikte benim arabaya binelim. Şöyle yarım saat dolaşalım.. Hem de sizin Vali Konağı'nızın 10 metre ötesinden (Hani Can Ataklı yazmıştı) başlayarak..
Orada yığınla polis, ama dakikada ortalama 60, yani saniye başına bir suç göstereceğim size..
Orada görev bilincini unutmuş, hatta kurallardan habersiz, çaresiz insanlar göreceksiniz.
Önünden her gün en az 40 ekip arabasının, onlarca polisin geçtiği yerler göstereceğim.. Bağdat Caddesi'nde.. Nispetiye Caddesi'nde.. Bebek'te.. AkMerkez önünde..
Sabahtan akşama kaç ekip geçiyor?.. Kaç polis oralarda devriye, ya da nokta görevi yapıyor.. Uzaktan seyredelim mi yaptıklarını.. Değnekçilik yapıyorlar..
Üzerinde kırmızı (X) işareti olan levha, "Park" yasağı değildir, Sayın valim.. Durmak, duraklamak bile yasak olan yerlerdir.. Gidip bakalım mı?. Sabahtan akşama, bu X işaretinin altında hem de duble, hatta üçlü park etmiş arabaları ve etrafında dolaşan trafik polislerini birlikte görelim mi?..
Vatandaş bunu görünce "Bu kentte devlet yok" derse, haksız mı olur?.. Ve de o da "Bir daha kurallara uyanı.." diye kendine söverse..
Buraları isim vererek yazdım, 20 yıldır 20 bin kere.. Ne oldu bilir misiniz, Sayın Valim.. Aynen söylüyorum. Çünkü hem poliste, hem de orada park eden dostlarım var..
"Hıncal Uluç yazdı gene.. Bugünlük kaldırın da, yarın gene park edersiniz" dendi onlara..
Niye böyle denmiş olabilir Sayın Valim, bir düşünün hele..
"Hıncal yazdı diye" der mi polis?. Ceza keserken suçu bana atıp özür diler mi?. Niye "Bugünlük kaldır arabanı" diye yalvarır?. Sebep açık değil mi?.
Birinci madde Sayın Valim.. Birinci Madde..
Trafik Polisinin olduğu yerde, trafik suçu olmayacak.. Vatandaş bunu görecek. Devamlı görecek. Devlete yıkılan inançları geri gelene dek, inatla ve ısrarla görecek.. Polisler durdukları, yürüdükleri, geçtikleri her yeri denetleyecekler, her ihlale ceza yağdıracaklar..
Ya da İstanbul sokaklarından çekilecekler, ortada görülmeyecekler ki, vatandaş hiç değilse "Bak, bak.. Suç polisin gözü önünde işleniyor" demesin..
Bunu yapabilecek misiniz Sayın Valim?. Bunu başarabilecek misiniz?.
İl İdaresi Yasası size tüm yetkileri veriyor.. Mekteb-i Mülkiye'de o yetkileri hatmettirdiler bize, Vali olursak diye..
Mesele bu yetkileri kullanmak.
Mesele sözlü, yazılı emirlerle, işlerin artık değiştiğini Trafik Polisine anlatmak..
Mesele verilen emirlerin uygulanıp uygulanmadığını ani ve yerinde denetlemek..
Uygulamayan, ihmali görülenleri anında cezalandırmak.. İbret-i âlem için..
"Bunları yapmak zor, Hıncal Bey" demeyeceğinizi umuyorum.
Polise, unuttuğu görev bilincini yeniden kazandırmak ilk adım Sayın Valim..
Başka adımlar da var, tabii.. Onları da söyleyeceğim..