Geçen sene, sahte içkiden (İçinde ucuz ama zehirli metil alkol vardı) ölen ve turizmimize büyük bir darbe vuran Rus kızlarını unutmadınız değil mi?.
Aslında sistemin getirdiği bir cinayetti bu..
"Her şey dahil" sistemi içinde, sadece Güney sahillerimize her yıl 10 milyon turist geliyor ve bunların uyandıkları andan, gece uyuyana kadar devamlı tükettikleri tek şey, her çeşit içki..
Müthiş bir tüketim.. Ama fiyatı yok. Her şey dahilin içinde.. O zaman gelsin kaçak içki.. Onun sonu da işte bu.. Turizmi bitirebilecek ölümler..
Antalyalı 33 iş adamı, 2007'de yaklaşan büyük tehlikeyi gördüler ve ortak bir yatırımla, çözüme kollarını sıvadılar.
"Antalya Alkollü İçeçek Sanayi ve Ticaret A.Ş." kuruldu..
İlk amaç her yıl milyonlarca yerli yabancı turistin geldiği bölgede her şey dahil sistemindeki otellerin ihtiyacı olan yüksek alkollu içkileri üretmek, daha sonra tutan markaları Türkiye piyasasına lanse etmek, son adım olarak da yurt dışına ihracata başlamaktı.
Şimdi öğreniyorum..
İlk dönemin sonunda Akdeniz sahilindeki otel pazarının yüzde 40'ına ulaşılmış. Markaları Topkapı Rakı, Nash Votka tüm bölgelere dağıtılır olmuş. 2011 yılında Burgaz rakı, votka, 2012 Nisan' da Hare likör ve Cin cin markaları eklenmiş.
Bugün Türkiye' nin en geniş ve en kapsamlı ürün yelpazesine sahip ikinci ve tabana yüzde 100 yayılmış yerli sermayeli içki üreticisi tek şirketi durumundalar.
80 bayiyle Türkiye'de her noktaya ulaşılınca, ikinci aşama da başarıyla geçilmiş.
Şimdi.. Üçüncü aşamadalar. Almanya, Amerika, İrak, Kuzey Kıbrıs ve İngiltere'ye ilk ihracatlarını yapmışlar..
Antalya yöresinin sorunları hala çok.. Ama bu örnek, çözümün "Birlik"ten geçtiğini gösteriyor.. Dilerim, yıllardan beri gelene gidene ağlama ötesinde tek şey yapmayan ve bu yüzden tek adım atamayanlar, gereken dersleri çıkarırlar.