"Sahipsiz kent İstanbul" diye yazıp duruyorum.. Kentin gerçek sahipleri, içinde yaşayan insanlar en azından ilgilenmeye başladı.. İşte onlardan biri..
Gülsen Acar.. Gönderdiği notta bakın neler diyor..
***
Hıncal Bey,
İstanbul yazınızı okurken, yakın zamanda Sultanahmet'e gidip gitmediğinizi merak ettim.
Dün oradaydım, en son geçen yıl ağustosta etraflıca gezmiştim, arada İstanbul dışındaydım. Meydan bir yıldır şantiye/ enkaz halinde demek ki.
Bahar gelmiş, meydandaki park kazılmış, ne havuz ne de çiçekler var artık. Bir yanda da binlerce parke taşı dizilmeyi bekliyor. Her yer iş makinesi dolu, bazen tramvay yoluna girip U dönüş yapmaya çalışıyorlar. Turistler bu garabete bakıyor şaşkınlıkla.
İyi olanlar..
Ayasofya'nın önü Hürrem Hamamı önüne dek bitirilmiş, Hipodrom da aynı şekilde. Kalıcı konser alanı tarafına çiçekler dikilmiş de keşke aralarına konan o dev, çok çirkin, zevksiz plastik laleler de olmasaymış...
Four Seasons& Arkeoloji Park şantiye alanı.. Topkapı Sarayı'na uzanan yol hâlâ inşaat halinde.
Keşke yanınıza Kadir Topbaş'ı da alıp gitseniz bir gün oraya, "Bahar geldi, niye bu işlerin sonu gelmedi" diye sorsanız kendisine..