Sağıma baktım, Meriç Sümen oturuyordu.. Solumda oturanı, sanırım o gece bir ben gördüm, bir de Meriç..
Dame Ninette de Valois!.. Türk balesini kuran o muhteşem kadın..
Bu muhteşem Hurrem'i izlerken, onun da bizimle seyrettiğini hissettik Meriç'le..
İngiliz Balesini kurduktan sonra, her şeyi bırakıp Türkiye'ye gelmişti Madam, Türk balesini kurmaya.. Kurmuştu da.. Harika çocuklar yetiştirmişti. Meriç Sümen en büyükleriydi. Öyle büyüktü ki, Moskova'ya davet edilmiş ve Bolşoy'da baş role çıkan ilk yabancı balerin olmuştu..
Madam "Kuğu Gölü, Giselle, Uyuyan Güzel oynayabilirsiniz, ama Türk Balesi olmanız için, her şeyi Türk olan baleler yaratmanız gerek" demiş ve örneği kendi vermişti. Çeşme Başı.. Müziği, Karagözü, Hacivatı ile bizden, Çeşme Başı.. Ve yetenekli gördüğü gençleri teşvik etmişti.. En başta da Oytun Turfanda'yı, bale yazması için..
Oytun, Hurrem için (O öyle koymuştu adını.. Ü ile değil. Noktasız. Hurrem..) Nüvit Kodallı ile kolları sıvamış ve üç yıl uğraşmışlardı. 1977'de ortaya çıktı Hurrem..
Meriç "Hurrem'i senin için yazıyorum, demişti bana.. Tam provalara başlayacağız, hamile olduğumu öğrendim. İlk bebeğimi düşürmüştüm. Doktorum 'Bu defa kımıldamak yasak' deyince Oytun'a haberi verdim. Nasıl üzülmüştü" diye anlattı..
Ve annesinin Hurrem olmasını engelleyen bebek, Tunca Okan, o gece o Hurrem temsilinde sahnede dans ediyordu.. Bakar mısınız?.
O ilk Hurrem'de, Hurrem'in ayağını kaydırdığı Gülbahar Sultanı dans eden Deniz Olgay şimdi bu Hurrem'i sahneye koyuyor, Oktay Keresteci ile beraber..
Başından sonuna, tam da Madam'ın istediği Türk Balesiydi Hurrem..
Bir defa Nüvit Kodallı'nın müziği.. Süreyya tarihindeki bu ilk canlı müzikli balede orkestrayı nasıl keyifle izledim.. Kodallı buram buram Anadolu yerleştirmiş bale müziğine.. Daha ilk saniyelerde benimsiyor, "Bu bizim" diyorsunuz.. Öylesi..
İlk perde finalinde, halkın eğlenmesini anlatan o dans sahnelerine koyduğu müziği CD yapın, evinizde dinleyin. O kadar güzel.. Şehzade Mustafa'nın boğdurulmasını izleyen yas sahnesindeki Tekbir düzenlemesi, muhteşemin de üstünde..
Mehter müziğinin özünü duyduğunuz vurmalı ve nefesli sahnelerde özellikle harikaydı orkestra ve onları da, Nüvit Kodallı'nın oğlu Murat yönetiyordu, bir başka duygusallık.
Oytun, bu müziğin üzerine, balenin Türk adımlarını yerleştirmiş. O da her sahneye imza atmış, "Bu bizim" diye..
Bizim ve güzel.. Seyretmeye doyamıyorsunuz..
Hurrem'de Deniz Zirek, Kanuni'de Selim Borak vardı. Günümüz Türk balesinin süper starları..
Cariye Hurrem'in, Süleyman'ı baştan çıkardı "Halvet" sahnesindeki ikilileri, bir dans baş yapıtıydı.. Nasıl yakışıyorlardı birbirlerine ve sahneye.. Nasıl yaşattılar, o çıldırtan anları..
Sahneye yakışmayan yoktu zaten.. Yaşlı vezirleri oynayan iki usta Oktay Keresteci ve Selçuk Borak'la, Valide Sultan Tatyana Egeli, Gülbahar Tülay Yalçınkaya ve Baş Çengi Zühal Balkan başta.. Şehzade Mustafa'da Nuri Alkan'ı da keyifle izledim.
Kordo bale, hele Osmanlı Halkının eğlenmesini anlatan sahnelerde olağanüstü güzeldi. Salon alkışlardan yıkıldı.
Serdar Başbuğ, harika kostümler yapmış.. Efter Tunç'un dekorları, hem nasıl görkemli, hem nasıl pratik.. Metin Koçtürk'ün ışıkları, kelime anlamı ile "Tasarım.."
Her şeyi ama her şeyi ile "Muhteşem" bir Hurrem izledik.. Herkesin ama herkesin izlemesi, turneye çıkıp il il bütün Anadolu'yu, daha sonra dünyayı dolaşması gereken bir Türk balesini nefesimiz kesilerek, göz yaşları içinde izledik. Bir duygu selinde boğularak izledik..
Buraya kadar güzel.. Kötü haber en sonda.. Bu sene topu topu iki temsil daha var, siz bu yazıyı okurken?.
Oysa Süreyya, bu Hurrem için kapatılmalı, sezon sonuna dek suare matine, her gün, her gece Hurrem oynamalıydı..
Rengim Gökmen ve Suat Arıkan dostlarım bir formül bulmalılar..
Bunca emeğe, bunca güzelliğe ve bu "Muhteşem Coşku"ya yazık etmeyelim, ne olur!..