Çarşamba, hayatımın en utanç dolu gecelerinden birine sahne oldu.. Utanç ve öfkeyi bir arada yaşadığım geceye..
Bir maç keyfi yaşamak için arkadaşlar gene bizim evin salonunda toplandık. Yemekler yendi. Purolar yakıldı.. Televizyon açıldı, her zamanki gibi..
Sonrası öfke.. Sonrası utanç.. Hakemden utandım.
Hakemlik kurumu adına utandım. Bir yan hakem ve bir hakem, mesleklerine ihanet ettiler.. Taraf tutuyorlar da yapıyorlarsa iğrenç.. O kadar biliyorlarsa, ayıp..
Galatasaray'dan utandım..
Hakem ne olursa olsun.. Bir takım bu kadar başı boş, bu kadar sorumsuz olur mu?.. Galatasaraysa adın, hakemi de yeneceksin. Olmadı.. Gururunla ayrılacaksın sahadan..
Kendi kararları ile şaşkına dönen o hakem, hakem olsa, Galatasaray yedi kişinin altına düşer, maçı hükmen kaybederdi..
Kaptan Sabri kendini zorla attırdı. Haftalardır bunu yapıyor, nihayet başardı.. Peki ya ötekiler?..
Engin nasıl oyunda kaldı?.. Ujfalusi nasıl kalıyor, hem de kaç maçtır?. Muslera bile azmış..
Yahu bunlar futbol takımı mı, ali kıran baş kesen mahalle tulumbacıları mı?.
Bunlara "Dur" diyen ferdi vahit yok mu, kulüpte?. Fatih Terim ne yapar?.. Ali Dürüst?.. Ünal Aysal?..
Galatasaray yenilir.. Çok da yenildi.. Ama böyle utanç vererek yenilir mi?.
Ve de yayıncı kuruluştan utandım..
Yığınla arkadaşım yıllardır maça bana geliyor olmasa, bende maç gelenekselleşmese, o an telefon edip DigiTurk'umu iptal ederdim..
Üç otuz para reklam alacaklar ya, maçı bana para ile sattıkları yetmezmiş gibi..
Yahu öyle olaylı maç bitmiş.. Herkes takımlar soyunma odasına nasıl gidecek, tribünlerde ne olacak onun merakı içinde..
Düdük çaldı. Reklamlar başladı.. 14 dakika.. Hey gidi RTÜK hey..
Yahu Şansal.. Sen gazetecisin üstelik.. Maç bittiği an habercilik başlıyor.. Nerde habercilik?..
Kaça sattın, milyonla seyirciyi Şansal?.
Herkes öfkeyle fırladı yerinden, kalktı gitti.. Ben televizyonumu parçalamamak için kendimi güç tuttum. Bir zanac yuttum ve kahrolup yattım..