Sinan Özer dünyanın en talihsiz adamlarından biri.. Onu tanıdığımda adı yoktu.. "Sezen'in kocası" diye geçerdi.. Sonra "Sezen'in eski kocası" oldu.. Kalktı Bodrum'a taşındı, yıllar yıllar evvel.. Tekne işletmeciliğine başladı.. Bıkmadan usanmadan da beni çağırmaya..
"Yahu ben deniz sevmem.. Ben güneş sevmem.. Ben sallanma sevmem.."
Yıllar yılı kavga ettik.. Yemin billah eder ki, onun tekneleri başka.. Görmeliyim. Ben de ısrar ederim ki, benim teknem, en az 50 metre boyunda, sekiz katlı olmalı..
Sonunda Sinan beni Bodrum'da ağırlamayı başardı..
Hayır, beni denize getiremedi. O karaya çıktı..
Yıllar içinde adının Sezen'le ilgisini kesmiş nihayet.. Ama bu defa da Mithatcan gençlerin sevgilisi.. Yeni adı, "Mithatcan'ın babası.."
Mithatcan'ın Babası'nın otelini açıldığı hafta ziyaret ettim. Hatta ilk konuklardan biri oldum.. Bodrum'un içinde, kalenin karşısında bir otel..
17 odası var..
"Hedef otel değil" dedi, bana gezdirirken.. Bir spa var, masaj salonlarıyla.. Bir fitness center.. Kapalı geniş salonlar.. Bar.. Kapalı yüzme havuzu.. Açığı da var tabii..
"Hıncal Ağbi, burayı bir şehir kulübü olarak düşündüm" dedi.. "İnsanlar işlerini bitirdikten sonra gelecek, sporlarını yapacaklar, oturup içkilerini yudumlarken, akşam üzeri, mesela Aşkın Arsunan'dan caz dinleyecekler.. Bir şeyler atıştırıp sohbet edecekler.."
Şehir Kulübü.. Babam tayin olduğu her kentte önce Şehir Kulübüne üye olurdu.. Ya eve gelirken, ya akşam yemekten sonra kulübe uğrardı mutlak, briç, bezik oynamak ve de sohbet etmek için..
Sinan'ın oteli bu havaya uygun. Kaldığım oda harikaydı.. Geniş, rahat, ferah.. Mobilya deposu değil.. İnsanın gözünü rahatlatan, yürümeye izin veren boşluklar var..
Bir de, çok ama çok ölçülü bir minimal iç mimari.. Duvarlar, kapılar azaltılmış.. Genişlik ve boşluk hissi, öyle tamamlanmış..
Genel Müdür, gene eski bir dost.. Bu ülkede turizmi en iyi bilenlerden biri.. Yarım asırdır işin içinde.
Mümtaz Göztepe..
Adını unutmadım.. Sona sakladım..
"Nerde kalıyorsun" diyen dostlara "Lavazza var ya.. Kahve.. Onun sesli harflerini atın. Kalan yerde kalıyorum.."
"LVZZ" koymuş Sinan otelin adını..
"Bu ne" dedim..
"Ağbi Luvzz" dedi.. "Yalnız U harfini Bulgari'nin U'su gibi yazdık.."
Peki Luvzz ne?.. "Loves" var ya.. Sevmek fiilinin üçüncü tekil şahıs hali.. Onun twitter usulü kısa yazımı..
Yani "She loves you ye ye ye" yi bugünkü gençler "She luvzz u" diye yazıyorlar ya hani.. Öyle..
Bodrum havaalanına iner, taksi şöförüne bu adı anlatabilirseniz ve benim gibi, ıssızlığı değil, yaşayan şehri seven biriyseniz, Mithatcan'ın Babası'nın otelini deneyin, derim..