Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Tecelli'den Abuzittin'e mektuplar

ABUZİTTİNCİM
Doğrusunu söylemek gerekirse "Ankara'nın Çılgın Projesi" beni İstanbul'un ki kadar heyecanlandırmadı.. Ben, Sayın Başbakanımız, "Ankara'nın Çılgın Projesi" derken İstanbul'daki gibi büyük bi kanal düşünüyordum. Gençlik Parkı'nın geniş havuzunu bi şekilde Kızılırmak'a bağlayan oradan da Karadeniz'e açılan büyük bi kanal.. Düşündüğüm gibi olmadı.
Gene de Başbakanımızın cümleleri arasından çıkardığım, Kavaklıdere'deki Ördekli parkın havuzunun genişletileceği haberi ki, sanırım tüm Ankaralıları sevindirmiştir. Çünkü son zamanlarda orası gerçekten çok bakımsızlaştı. Güzel bi başka haber de Ortadoğu'nun en büyük hayvanat bahçesinin Ankara'da yapılacağı idi. Gerçi Ankara'nın göbeğinde, büyük bi hayvanat bahçesi var ve sanırım arazi itibariyle de Ortadoğu'nun en genişi ama bi ikincisi de neden olmasın?
Fakat çılgın projenin bence en önemlisi TAI tesisleri içinde bi "uzay merkezi" nin kurulması.. Sana habire yazıyorum bu uzay meselesinde biz çok gerilerde kaldık kardeşim. Adamlar göğü parselleyip duruyorlar. Daha geçen gün gene uzay istasyonuna bi sürü adam gidip geldi. Biliyorsun, tam tepemizde, hemen hemen bi futbol sahası genişliğinde kocaman bi platform dönüp duruyor. Burada "insanlık için bi takım projeler üretildiği, deneyler yapıldığı" söyleniyor. Hatta bazı net bilgiler de alabiliyoruz. Mesela Türkiye'nin bu sene ne kadar tahıl üretebileceği oradan çekilen fotoğraflarla saptanabiliyor. Allah bilir, bütün dünyanın ilgisini çektiği bizim gazetelerimiz tarafından yazılan, helikoptere monte edilebilen, şimdilik 8 km menzilli füzemizin bütün çalışmaları da yukardan fotoğraflanmış olabilir..
Ben "uzay merkez"lerinin, ilerde, insanları keklik gibi avlamak amacıyla kullanılacağına inanıyorum. Ve bu yarışın içinde Brezilya bile iddialı biçimde var, biz yokuz. Hatta uzaya gidip gelenler arasında Suriyeli de bulunuyor, mesela Muhammed Faris! Afganı var Bulgarı var biz hâlâ aşağıdan, mehtabı seyretmekle meşgulüz kardeşim.
Buradan D3 vitamininin yararlarına gelecek olursak..Valla çılgın projelerin içinde bu konu yok ama çok önemli Abuzittincim. Bu esasında "çılgın gerçek!" Marck Serenson ve William Grant adındaki doktorların "sağlıkla ilgili 21'inci asrın en büyük keşfi" olarak değerlendirdikleri bu "çılgın gerçek"e göre, güneş ışınları ve vitamin D3, doğru biçimde kullanıldığı takdirde 17-20 kanser türünü, başlangıçta yok edebiliyor.
İki hafta önce yazmıştım. Bütün mesele vücutta yeterli D3 vitamini serumunu depolayabilmek. Bu, güneşin dik gelmediği saatlerde yapılacak 40 dakikalık güneş banyoları ile sağlanabiliyor. Ama bütün bir yaz ve sonbahar sezonundan bahsediyorum. Türkiye şartlarında, sonbaharda güneşte kalma süresi 1 saate kadar çıkabiliyor. D3 vitamini eczanelerde satılan ilaçlarla da sağlanabiliyor. Veya bazı balıklar da D3 bakımından zengin, somon gibi..
Şunu da unutmamak lazım D3'ün fazlası zehirleme yapabilir. En sağlıklısı, Vitamin D3 hakkında, son 4 yıl içindeki gelişmeleri izleyen bi doktora başvurmak.
İlerde prostatla başı derde girmesini istemeyen bütün erkekler de kanlarındaki D3 serumunu, uluslararası normlarla çalışan laboratuarlarda ölçtürmeli ve 50 ng/ml'nin altındaysa, doktor nezaretinde, önlemini almalı.
Münasip yerlerinden öperim..
Kardeşin Güneş.
tecelligunes@yahoo.com.tr


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA