ÖNCE şunu söyleyeyim.. TRT, cumartesi günü çıkan yazıma gene bir yanıt vermiş.. İnternette.. Ortaya.. Benim vergilerimle maaş alan TRT Basın Bürosu'nda çalışanlar bilsinler ki, bundan böyle doğrudan bana gönderilmeyen ve "Sayın Uluç" hitabı ile başlamayan yanıtları üzerime alınmayacağım ve okumayacağım. Yok farz edeceğim. Benim köşemle ilgili itirazları, yanıtları varsa, doğrudan bana gönderecekler. Bu yanıtı, ayrıca kendi sitelerine de koyabilirler. O beni ilgilendirmez.
Okuyanlar "Bu defa üsluplarına dikkat etmişler. İlk açıklamadaki süfli ifadeleri kullanmamışlar" dediler bana.. Bu da bir ilerleme.. Demek eleştirilerim işe yaramaya başlamış.
Gelelim 1 Şubat tarihli internet yanıtlarına, benim yanıtıma..
Söze "Erzurum Oyunları diye bir kavram yoktur" diye başlıyorlar. "2011 Dünya Üniversiteler Arası Kış Oyunları diye bir kavram vardır" diyorlar.. Ve bu Olimpik işlerden ne kadar uzak olduklarını daha ilk cümlede ortaya koyuyorlar.. İnsanın kafası Bank Asya Ligi'ne düğümlenir, ötesine aklı ermezse bilmez. Şecaat arz ederken sirkatin söyler..
Olimpik tür oyunlar, sadece resmi yazılarda numara ve tarihle anılırlar. Onların popüler adı, dünyanın her yerinde yapıldığı yerdir..
"Seul Oyunları.. Sydney Oyunları.. Tokyo Oyunları" deriz.. "1988, XXIV. Yaz Olimpiyat Oyunları.. 2000, XVII. Yaz Olimpiyat Oyunları.. 1964, XVIII. Yaz Olimpiyat Oyunları" değil..
Kaldı ki, kendileri, açıklamalarında, haberlerinde, alt yazılarında ve tele text yayınlarında tek bir deyim kullanmadılar. "Universiade"dediler.. "Üniversiteler Kış Oyunları" dediler.. Yani kendi ilan ettikleri resmi adı, kendileri de pek kullanmadılar.. Bu ne peki?.
TRT, oyunların açılışını TRT1 yerine, izlenme oranı çok daha düşük, ikincil kanallardan birinde yayınlamasını eleştirmemi de "Okumuş cahillik" olarak vasıflandırıyor. Ben çok kanallı bir medya gurubunun yayın dağılımını anlamıyormuşum..
"14 farklı kanalımızın 14 ayrı işlevi vardır" diyorlar.
TRT1, yani adı üstünde TRT'nin "Birinci" kanalının işlevi, Türkiye Kupası maçlarını vermekmiş. Bu kanal aile kanalı imiş.
Peki.. Fener-Gençler gibi, iki taraf için de anlamı kalmamış bir maçı ille bu kanalda vermek şart mı?. Kupanın bütün maçlarını TRT1'den mi verdiniz?.
"80 dünya televizyonu naklen veriyor" dediğiniz, Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı, Başbakan'ın katıldığı, harika bir açılış şovu ile süslenen gece mi aile televizyonunun kapsamı içine girer, futbol meraklısı erkeklerin bile ilgilenmediği bir formalite maçı mı?.
Hem TRT1, hem de en kaliteli resim veren TRTHD kanallarından niçin kaçırıldı, milyonlarca liraya mal olan tam da aile izleme programı gibi, açılış töreni..
Efendim, TRT Haber'deki yayın o gün reyting listelerinde ilk 25 içindeymiş..
Ben kaçıncı olduğunu sormadım. Ben TRT3'teki reytingi sordum.. Yani, bu ülkedeki her 100 televizyondan kaçı, TRT3'e bağlıydı, o yayın sırasında. Sorum o. Bana kaçamak yanıt vermeyin.
Açık soruya açık yanıt verin.. TRT1 ve TRTHD'de yayınladığınız o önemsiz maçın reytingi neydi?.
Elinizdeki reytingler neden bu ülkedeki bütün kanalları yıllardan beri değerlendiren ortak şirkete değil de, sizin anlaşma yaptığınız, sadece sizin için ölçüm yapan kimsenin bilmediği bir şirkete aittir, ayrıca?.
Bakın, sadece sizde olan listede 25 ve 28'inci olmanızla ilgilenmiyorum. Onu sormadım.. Ben o gecenin reytinglerini sordum, açık seçik.. Neden açıklamaktan korkuyorsunuz?.
