Abuzittincim,
Baktılar ki olmuyor, "Türkler artık pasaportla girsin" diye bi karar aldılar. KKTC'nin aldığı karardan bahsediyorum kardeşim. Tabii biz bozulduk. "Kıbrıs'a pasaportla gitmek ne demek yani?"
Hükümet de bozuldu. Hükümet bozulunca KKTC bu kararını uygulayamadan kaldırdı. Halbuki ellerinde olsa "vize" bile koymayı düşünebilirlerdi ki, doğrusu bence bunda haklıydılar. Neden dersen Abuzittincim, herkes (herkes derken biz Türkleri kastediyorum) elini kolunu sallaya sallaya Kuzey Kıbrıs'a girebiliyor kardeşim.
Diyeceksin ki "Bunda ne var AB ülkesi vatandaşları da birbirlerinin ülkesine elini kolunu sallaya sallaya girebiliyor!" O da doğru, lakin bizde düzgün, iş güç sahibi insanlar yanında, bi takım, nereden gelip nereye gittiği belli olmayanlar da KKTC'ye giriyorlar ve bi yolunu bulup bi daha da geri çıkmıyorlar. Kıbrıs'ın Kuzeyi de şiştikçe şişiyor. Yalnız şişse hadi neyse. Gasp, cinayet, hırsızlığın sahtekarlığın bin bir türlüsü orda kardeşim. Hapishaneler Türkiye'den gidenlerle dolu. Kıbrıs'ın esas Türkleri şaşkın ve de çok rahatsız.
Yav Abuzittincim, sen bi ülke düşünebiliyor musun daha nüfusunun ne kadar olduğu bilinmiyor. 256 bin diyenlere bakma. Uydurmaca, resmi kayıt yok.. Geçen gün KKTC Başbakanına "Nüfusumuz ne kadar oldu?" diye sormuşlar "Valla epeyce kalabalık olduk" demiş. Haklı, ne desin. Her gün gemi yanaşıyor (Gerçi uçakla gidenler de var ya) bizimkiler hurraaa iniyorlar. Kaçının dönüp kaçının orada kalacağı belli değil. Sayamıyorlar Abuzitincim. "Türkiye'den gelenlere pasaport" önerisini ondan dolayı düşünmüş olabilirler. Doğu Akdeniz Üniversitesi Prof.larından Bekir Azgın'la konuşuyordum.
"Esas mesele, nüfusun artmasının yanında, demografik yapının da değişmesi. Bu çok büyük sorun" dedi. Prof. Azgın doğru söylüyor. Zaten bi sayım yapılabilse çoğunluğun bizim Türklere geçtiği anlaşılacak. Şu anda Kıbrıs'ta hükümetler Kıbrıslı Türklerin değil, Türkiye'den giden Türklerin oylarıyla seçiliyor. Böyle tuhaf bi durum Abuzittincim.
Başka bi garip durum da, Rumlar Türk kesiminde kalan mallarıyla ilgili habire davalar açıp tazminat kazanıyorlar kardeşim. Daha geçenlerde AİHM Türkiye'yi 213 milyon euro ödemeye mahkûm etti. Bi de "Mal Tanzim Komisyonu" denen KKTC'deki İç Mahkeme var. Onun verdiği kararlar da ayrı. En son bi Rum'a 23 milyon euro ödenmiş. Bu paraları kim ödüyor. Türkiye'dekiler ödüyor, yani bizler, iyi mi Abuzittincim?
Bi yetkili çıkıp da açıklasa şimdiye kadar ne kadar para vermişiz! Neden ona zam, buna zam. Dünyanın en pahalı benzinini, mazotunu kullan, işte bundan. Rumların parası nasıl ödenecek? Prof. Azgın "AİHM'nin son aldığı tazminat kararları, 'dava sahiplerinin, 1974 yılından beri mallarını kullanmalarının engellenmesi' gerekçesiyle" dedi.
Dikkatini çekerim Abuzittincim, malını kullanamadığı için 213 milyon euro! Bi de Cenevre Konvansiyonu'na göre "işgal durumu" da var. Ana para yani.. Valla, düşündükçe, bu tazminatları ödeyebilmek için daha ne zamlar göreceğiz diye böğrüm sıkışıyor..
Portekiz'de Porto'dan da puan kopartan Beşiktaş, bi tur atlasa, o moral ve de şevkle, bu belanın altından da, Allah'ın izniyle, kalkarız diye düşünüyorum Abuzittincim.
Münasip yerlerinden öperim kardeşim.
Güneş.
Tecellister@gmail.com