(HAFTA sonu reklamları bizim yerimizi gene silmiş süpürmüş. Abuzittin'e Mektup, bugüne kaldı tabii.. Başka yazılar da.. Kusura kalmayın.. Kalıcı bir çözüm aramam gerekiyor..)
Abuzittincim,
Nihayet oldu kardeşim... Urfa Göbeklitepe'de kazıdan çıkartılan bazı eserler çalınmış. Hırsızlar kazı ekibi malzemelerini de götürmüşler.
Benim mektubuma "Nihayet oldu" diye başlamamın nedeni üç yıl önce Göbeklitepe'yi dolaşırken kendi kendime "Yav buralarda in yok, cin yok. Her taraf ıssız... Ortalıkta bekçi mekçi de gözükmüyor. Bu eserler nasıl korunuyor? Yürütürler bunları" demiştim.
Yürütürler, çünkü bulunanlar Neolotik Dönemin tarihini yeni baştan yazdıracak önemde. Milattan Önce taa 10 bininci yıllara gidiyor. Dünyanın en eski Arkeolojik Tapınağı. Boş laf değil yani.. Abuzittincim, bu tapınak örneğin Yunanistan, ya da İtalya'da bulunsa ortalık birbirine girerdi. Adamlar bi yandan işin propagandasını tüm dünyaya yaparken bi yandan da, hırsızlığa karşı kim bilir ne tür önlemler alırlardı. Bi yandan da kazı bizdeki gibi kaplumbağa hızıyla sürmezdi.
Bizler, sahibi olduğumuz tarihi değerlerin tanıtımından da bihaberiz. Zaten bu gidişle çaldıra çaldıra, yakın zamanda, tanıtıma da gerek kalmayacak.
Sana daha önce de yazmıştım, taze bi örnek diye bi daha hatırlatayım: Noel Baba'nın doğup yaşadığı yerler Demre ve civarı. Öldüğü yer de orası. Sonra kemiklerini korsanlar kaçırıp İtalya'ya götürmüşler. Bari'de adına bi kilise yapıp kemikleri oraya gömmüşler. Bu ilkbahar başlarıydı, burayı gezmek istedim, uzun turist kuyruğunu görünce vazgeçtim. Merak edip o gün İtalya'dan Demre'yi aradım. Noel Baba'nın gerçek evinin önünde kaç tane turist otobüsü var diye sordum. "Ne otobüsü. Bugün beş turist ya geldi ya gelmedi" dediler.
Bu Göbeklitepe'deki eserler Noel Baba'dan çok çok daha önemli, ama sen bizdeki kafaya bak! Biz "Acaba Noel Baba'ya bu yıl kaç bin turist gelir?" diyoruz. Adamlar 5 milyonun hesabını yapıyorlar.
Eylül ve ekim ayları Güney Ege ve Akdeniz'in en güzel ayları Abuzittincim. Turistler de bunu bildiklerden sahillerimizi doldurmuşlar. Bugünlerde bu yollarda şöyle bi tur atıyorum yerli turist hemen hemen hiç yok. Okullar açılınca yerli turist pat diye kesiliveriyor. Hele bu sene ramazan, arkasından referandum, daha sonra da okulların açılması yerli turizmi çok etkiledi. Mesela dün Fethiye Ölüdeniz'deydim, iki elin parmağı kadar Türk ya gördüm ya görmedim. Ölüdeniz'deki doğal park Alman, İngiliz, Fransız, Ruslarla doluydu. Bu insanın aklına şunu getiriyor, neden okullar ekim ayında açılmasın. Böylece iç turizm süresi biraz daha uzar. Türkler de, bunaltıcı sıcakların olmadığı güzel günlerde buraları gezerler. Yerli sezonun uzamasının ekonomiye katacağı artı değeri de düşünsene!
Madem laf turizme geldi, turist sayısında, Arapların da devreye girmesiyle bi artış var ama gelirler hızla düşüyor. Turizmin ihracat içindeki payı, artık yüzde 15'lerde. Birkaç yıl önce yüzde 30'ların üzerindeydi. Bu rakam Yunanistan'da yüzde 62. Anlayana tabii ki!.. Her neyse ben kafayı Göbeklitepe'deki hırsızlığa taktım. Hadi taşları aldın, kazı aletlerini niye götürüyorsun be mübarek.. Bırak bizimkiler kazmaya devam etsin, münasip bi zamanda gene uğrar yeni kazılanları da alıp gidersin.
Bu hırsızların da kafası çalışmıyor.
Münasip yerlerinden öperim Abuzittincim.
Kardeşin Güneş.
Tecellister@mail.com