Söz verdik ya "Dükkânı çarşamba açacağız" diye.. Yani sırf açmış olmak için.. Ama hani Anadolu kasabalarında, tatil günlerinde zaruri ihtiyaçlar için kepenkleri yarıya kadar açarlar. Siz içeri giremezsiniz pek. Loş, hatta karanlık içerisi de, dükkân sahibi ekmek, gazete falan uzatır aradan, bir iki saat, sonra indirir tekrar.. Bugün bizimki de öyle.. Loş ve de yarı açık..
İki sebepten.. Birincisi yorgunluk ve uykusuzluk. Kıbrıs'ta gecemiz uzadı, geç yattık, sabah erkenden kalkıp uçağa.. Tabii 4.- 4.5 saatlik uyku benim gibi en az 7 saate şartlanmış bünye için hava gazı..
İkincisi..
Tadım öyle yok ki..
İsrail'in baskını.. PKK'nın saldırısı.. Ölüler, şehitler.. Sadece ülkem değil, dünya karışmış.
Kıbrıs'ta yoğun program yüzünden ne doğru dürüst gazete okuyabildik, ne televizyonlara bakabildik. Yani bir şey yazmaya kalksam, yeterli bilgi yok.. Oysa konu öyle hassas ki.. Yanlış bir kelime etmek istemem, değil, yanlış bir yazı..
Çok ama çok soğukkanlı olmamız gereken günler yaşıyoruz.. Birey olarak da, kitlesel de, çok soğukkanlı olmalıyız.. O zaman alelacele yanlış laf etmektense, susmak daha hayırlı.. Acelemiz yok. Görelim, bakalım, okuyalım, dinleyelim, tartalım, hele..
***
Efendim Kıbrıs'a sevgili Ertan için gittim..
Ertan Birinci.. Benim çeyrek asırlık dostum..
14 yıl önce Genç radyoyu kurmuştu. 13 yıl önce de Genç TV'yi.. Şimdi TV'nin 13'üncü yılını kutluyor..
"13 uğursuz kutlanır mı" diyenler olmuş. Sözlerine böyle diyenlere yanıtla başladı..
"13'ün uğursuzluğu Hıristiyan inancıdır. Müslümanlıkta böyle şey yoktur. Hatta tersi vardır.. Kıbrıs'ın fethi, 1570.. Toplayın rakamları, 13 eder. İstanbul'un Fethi 1453.. Toplayın rakamları 13 eder.."
Sonra "25 yıl önce Hıncal Ağbimi tanıdığım günlerde bana bir öğüt vermişti. O Öğüdü tuttum, bugünlere geldik" dedi..
Öğüdümü okurlarım bilirler.
. "Haddini bilme Ertan" demiştim.. "
Haddini bilme.. Sakın kendine hat biçme.. Hızla gelişemeyişimizin sebebi, aldığımız geleneksel terbiyenin yanlışlığı.. Bize hep 'Haddini bil' dediler.. 'Büyük laf etme' dediler. 'Hayalperest olma" dediler.. 'Ayağını yorganına göre uzat' dediler.. Küçük düşünen, küçük kalır, Ertan.."
Ertan, cin gibi bir Kıbrıslı delikanlıydı. Müthiş ataktı. Müthiş hayalleri vardı.. Frene basmazsa, ya da frenlemezlerse çok şeyler başaracağı belliydi.. Onu o yaşta uyardım.. Unutmamış..
Müthiş işler başardı gerçekten.. Genç TV bunların başında ve Genç TV'nin başında, ben Ertan'ı tanıdığımda dünyada bile olmayan genç Tekin var.. Tekin Birinci.. Onunla da oturdum sohbet ettim.. Ertan ve Melis müthiş bir genç yetiştirmişler.. İngiltere'de okumuş.. O da sınır tanımıyor.. Ailenin belki de ilk Uluslararası bireyi.. İngiltere, Kıbrıs, Türkiye arasında müthiş işlere imza atıyor şimdiden.. Ertan'a "Artık kendini emekliye ayırabilirsin" dedim.. Yaptığın her şey emin ellerde.. Daha iyileri de yapılacak belli.."
Nice yıllara Ertan.. Tekin.. Ve de tabii.. Baba Tekin.. Sevgili Melis.. Ağbisi gibi harika yetişerek elini taşın altına koymaya hazırlanan Hilmi..
Genç Kıbrıslılar, sadece ailelerinin değil, Kıbrıs'ın geleceği..