Geçen hafta bir kaç kamera geçti karşıma.. "Lig sonu için tahminleriniz" diye..
"Tahmin falan yok. Lig bitti.. Fener şampiyon. Bursa'ya da sus payı, Şampiyonlar Ligi" dedim..
"Neye dayanarak söylüyorsunuz" dediler.. "Arif olan anlar" dedim.. Çeşitli TV'lerin elinde var bu görüntüler..
Fener- Beşiktaş maçını izleyenler, ne demek istediğimi gözleriyle gördüler..
Bu maç için özel atandığını her kararı ile belli eden hakem, Beşiktaş'la beraber, şampiyonlukta iddialı Bursa'nın ve az da olsa iddiasını sürdüren Galatasaray'ın da canına okudu.. Fener'e iki altın puan hediye etti..
Beşiktaş'ın verilmeyen penaltısı.. Fener'in kırmızı kart görüp daha maçın en kritik anlarında atılması gereken oyuncuları.. Beşiktaş sarı kartlarla doğranırken, tamamen ayni pozisyonlarda sarı kart görüp gelecek maçlarda cezalı duruma düşecek Fenerlilerin himayesi.. Hüseyin Göçek bu maçın bandını izlerse, gider düdüğünü asar. Bir kaç hafta da kara gözlüklerle gezer, tanınmasın diye..
İnsanda utanma olur.. Bu maçın dört hakemi var. Biri de mi görmedi, Bilica'nın futbol adına yaptığı utancı?.
Bu adama Fener forması giydirmeye devam edecek misiniz, Fener yönetim kurulu?..
Bu adamı ceza heyetine gönderecek misiniz, federasyon. Onun temsilcileri, gözlemcileri..
Bu ne ayıptır, ne çirkinliktir, ne utançtır?. Şampiyonluğu böyle mi kazanacak Fenerbahçe?.
Aziz Yıldırım'ı kutlarım..
"Ben şampiyonluğun sahada kazanıldığını zannediyordum. Nerde nasıl kazanıldığını öğrendim" derken yıllar önce ne demek istediğini biz de öğrendik sonunda..
Fener'i değil, Aziz Yıldırım'ı kutlarım.. Tabii Mahmut Özgener ve Oğuz Sarvan'ı da..
Şampiyonlar Ligi'ne razı olan Levent Kızıl'a da helal olsun..