İSTANBUL Kültür Sanat Vakfı (İKSV) Başkanlığı'na Bülent Eczacıbaşı seçilmiş..
Babası Nejat Eczacıbaşı'nın kurduğu, amcası Şakir Eczacıbaşı'nın büyüttüğü Vakıf için doğru seçim.. Bayrağı ailenin ikinci kuşağının devralması gerekiyordu. Öyle oldu..
Ne var ki, Bülent Eczacıbaşı, babası ve amcasına layık olduğunu kanıtlamak zorunda..
Nasıl?..
Ayazağa'ya sahip çıkarak..
Ayazağa Kültür Merkezi Nejat Bey'in en büyük idealiydi. Ankaralara taşındı, paşalarla görüştü, araziyi Birinci Ordu'dan devraldı.
Uluslararası bir yarışma açıp, projeyi belirledi. Dünyanın en iyi akustik ustalarına "Ses" planını yaptırdı. Artık dünyanın tüm sanatçılarının koşarak geleceği bir konser salonuna sahip olacaktık. Nejat Bey'in ömrü yetmedi. Şakir Bey devraldı. O sırada Cumhurbaşkanı Turgut Özal ve Başbakan Süleyman Demirel "Projeyi büyütelim. Kongre Merkezi de olsun" dediler. Mantıklıydı. Büyütüldü. İşler fevkalade gelişirken, sözüm ona kültür meraklısı Bülent Ecevit Başbakan oldu ve Şakir Bey'e kızdı diye, devlet desteğini kesti. Nerdeyse bitmiş çalışmalar yıllarca öyle kaldı.
Sonunda dış kökenli bir alış veriş şirketi, AKP'li Kültür Bakanı Ertuğrul Günay'ı kandırdı.
Kaba inşaatı bitmiş binayı yıkma ve bu harika arazide bir para kazanma tesisi kurma kararını onaylattı.
Şakir Bey öldüğü ana kadar, bu yanlışı düzeltmeye çalıştı ve gözü açık gitti.
Nejat Bey'in ruhunun ne kadar azap içinde olduğunu da tahmin ediyorum.
Onun için işte Bülent Eczacıbaşı, babasının ve amcasının idealine sahip çıkmak zorunda.. Mahkemeye mi gider.. Birinci Ordu'ya başvurup "Arazi, sizin bağış amacınız dışında kullanılıyor. İtiraz edin, geri alın ve tekrar İKSV'ye verin. Biz bitiririz" mi der bilemiyorum..
Ama Başkan olarak bu tezgâha göz yumarsa, Eczacıbaşı adına çok yazık eder!..