Salı günü İzmir'e, Yaşar Üniversitesi'ne öğrencilerle sohbete ve yemeğe gittik. Gene harika saatler yaşadık Nebil'le.. Gene bitsin istemedik.. Gene gitmeye ve bütün günü üniversitede geçirmeye karar verdik. Öylesine güzeldi, gençlerle beraber olmak..
Ama bu kısa İzmir gezisinin tamamen tesadüf güzellikleri de vardı.. Sabah, Best Western'de kahvaltı yaparken Bülent Turan imzalı bir minik resim kataloğu kondu önüme. Otel genel müdürü Muzaffer Dostum "Ege-Art Sanat Fuarı var. 13 yerde..
Biri hemen bizim otelin yanında" dedi.
Bülent Turan'ın resimleri çekici.. "Asıllarını görelim" dedim. İki arada, bir derede AKM'deki sergiye gittik..
İki isim aklımda..
Gülsüm Yetik.. Güzel Sanatlar Lisesi'nden.. Ünsal Kınıklı.. Güzel Sanatlar Fakültesi'nden.. Bu isimleri not edin. Yapıtlarını bulursanız alın. Yatırım olur, benden size, tavsiye..
Salı gecesi dönerken, kontrolden geçiyorum. Her şeyi çıkardım. Gene öttü.. Bu defa elle ve aletle kontrol ettiler. Geçtim, yanımdan bir ses..
"Yahu bu kadar tanınmış adamı da böyle zorlamak olur mu" dedi bana.. "Olur" dedim.. "Beni ne kadar dikkatle ararlarsa, ben uçağa o kadar rahat binerim.. Bu, güvenlikçi arkadaşların işlerini nasıl ciddi yaptıklarını gösterir.."
"Vay be" diye elini uzattı.. "Ben Avukat Kemal Kumkumoğlu.."
O zaman da ben "Vay be" dedim..
Bizim Mülkiye günlerimizin efsane öğrenci lideri, Hukukçu Kumkumoğlu.. Mülkiye'de kız olmadığı için çapkınlığa komşu hukuka giderdik. Hukuk kantininde harika bir gurubumuz olmuştu. Biz üç Mülkiyeli delikanlı. Masada en az yedi sekiz hukuk güzeli..
Bir sabah beni bir köşeye çektiler.. "Mülkiyelilerin hukuk kantinine gelmelerini yasakladık.
Olay çıksın istemiyorsanız, bir daha gelmeyin" dediler.. Emri veren işte bu.. Kumkumoğlu..
Sarmaş dolaş olduk, yıllar sonra.. Anlattım o günleri.. "Nasıl hatırlıyorsun hepsini" dedi..
"Asıl sen nasıl hatırlıyorsun" dedim.. "Ben o zamanlar isimsiz bir delikanlıydım, sen efsane öğrenci lideri.. Benim seni hatırlamam normal.. Sen beni nerden bildin?."
Uçakta da yan yana düşmez miyiz?.. Harika bir yolculuk vardı. İlk defa bu kadar kısa geldi, İzmir- İstanbul yolu.. Sadece Kumkumoğlu'ndan dolayı değil..
Bir de Nilay vardı..
Hostesimiz..
Ben THY'de çok şirin, çok güzel, hatta Türkiye Güzeli olabilecek kızlar gördüm.. Mesele o değil.. Nilay'da bir gülümseme var, olmaz böyle şey..
Yani gülücük bir yüze bu kadar mı yakışır..
"Sadece bize mi" diye, gazete okur gibi yapıp, diğer yolculara tavrını da gözledim..
Hayır.. O gülümseme hep yüzünde.. Herkese ayni sevecen, ayni sıcak eğiliş..
İşini bitirip köşesine çekilmiyor. Hep yolcunun arasında dolaşıyor. Hep soruyor.. "Bir isteğiniz var mı?.."
İşini bu kadar severek, bu kadar içten yapan bir hostes.. Adının hakkını veren gerçek ev sahibesi..