Mustafa Oğuz telefon etti.. "Hıncal senden rica diyorum, Köşende bir köşe aç.. Şu televizyonlardaki günlük spor naklen yayınların listesini ver, büyük hizmet edersin.. Her gün 'Spor Ekranı' diye köşe hazırlayan Hürriyet bile hikâye" dedi..
"Nedir" dedim.
Anlattı..
İstanbul'da Avrupa- Asya All Star Masa Tenisi maçları varmış iki gün.. Dünya Şampiyonu, Olimpiyat Şampiyonu, Çinli, Japon, Alman, İtalyan kim varsa.. Bir yanda Avrupa All Starları.. Öte yanda Asyalılar..
Duydunuz mu, gördünüz mü, rastladınız mı bir yerde..
Her gazetenin nerdeyse 10 sayfa sporu var, her gün.. Böyle müthiş bir Masa Tenisi şovu iki gün sürüyor, İstanbul'da duydunuz mu?.
Bu kaçıncı.. Dünya Eskrim Şampiyonası Antalya'da, haberimiz yok.. Avrupa Tekerlekli Sandalye Basketbol şampiyonası Adana'da, haberimiz yok.. Dünya Gençler Artistik Patinaj Grand Prix ayağı İstanbul'da haberimiz yok.. Üstelik bunların hepsini bir televizyon canlı veriyor.. Hala haberimiz yok ve okuru haberdar etmiyoruz..
M.Ali Ağabey (Kışlalı) köşesinde bin kere gazetecilik öğretmeye uğraştı, spor şeflerine.. "Yahu o on sayfanın birinci işlevi, en birinci işlevi, temel işlevi okura günün programını vermektir. Spor dalı ayırt etmeden.. O gün ne varsa.. Ayrıca televizyon canlı yayınları mutlak verilmelidir" diye yazdı. Kös dinliyorlar..
Mustafa Oğuz "Dünya Masa Tenisi devlerinin muhteşem maçlarını Eurosport hem de Türkçe yayınlıyor, biliyor musun" dedi..
Dünyanın en büyük sporcuları İstanbul'da haberimiz yok.. Bunların maçlarını Eurosport naklen ve Türkçe yayınlıyor, İstanbul'dan haberimiz yok..
O zaman işte ismen soruyorum, Emrah Kayalıoğlu (Sabah), Mehmet Aslan (Hürriyet), İbrahim Seten (Vatan), Cem Şengül (Milliyet), Nezih Alkış (Akşam), Halil Özer (HaberTurk), siz nasıl spor müdürü oluyorsunuz?. Böyle dünya çapında bir turnuvadan, haberiniz yoksa ve bu canlı yayını okura duyurma gereği duymuyorsanız, sizin için "Spor Haberi" nedir?. O yönettiğiniz sayfalara ne gerek var?..
Ve de Masa Tenisi Federasyonu Başkanı kardeşim, her kimsen.. Böyle bir dünya şovunu, İstanbul halkına, meraklısına nasıl duyuramıyorsun?. Bunu bile beceremiyorsan, niye orda duruyorsun?..
Bu turnuvayı alıp niye İstanbul'a getiriyor, bu milletin vergilerini nasıl böyle sorumsuz çöpe atıyorsun?.
Resmi sitene baktım, 13 Kasım sabahı.. 10 Kasım maçları var. 11 Kasım yok.. Kendi sitene sen koymazsan, koyma zahmetine katlanmazsan haberi, spor müdürlerine sitem etme hakkın olur mu?..
Al birini, vur ötekine..
Bu ülkede bir kitlesel suçluluk içindeyiz, yöneticileri ve medyasıyla..
O zaman biri söylesin bana.. Bu ülkenin çocuğu, genci, nasıl ve niye heveslensin, masa tenisçisi, eskrimci, atlet, yüzücü, binici olmaya..
Yuh bize.. Yuh!..