"Benim gördüğüm resimlerde dünyanın en büyük kültürlerinden birini yaratmış olan Osmanlı'ya yakışır vakardan eser yoktu.."
Hasan Bülent Kahraman'ın dün Sabah'ta çıkan yazısını okumamışsanız yazık..
Bir cenazeden birkaç resim üzerine, bu kadar mı güzel yazılır?..
Şehzade Ertuğrul Osman'ın cenazesindeki o görüntülere ne kadar üzülmüştüm bakarken..
"Pazartesi ilk işim bunu yazmalı" demek oldu içimden.. Ve pazartesi sabahı, düşündüklerimin, hissettiklerimin ve yazmak istediklerimin hepsini okudum.. Hem de mükemmel bir Türkçe, mükemmel bir birikim, mükemmel bir vizyon, mükemmel bir mantıkla..
Hasan Bülent'in yazısı, bir dersti.. Tarih dersi.. Uygarlık dersi.. İnsanlık dersi..
Pazartesileri yazmadığım için mutlu oldum ilk kez.. Ben bu kadar güzel, bu kadar etkili yazamazdım.
Yazıdan daha fazla söz etmiyorum.. İnternetten bulup onu ilk defa okumanın zevkini tadacakların keyfi kaçmasın..
"Pazartesi bunu mutlak yazmalıyım" dediğim ikinci konuyu da, Sevgili Ayşe yazmıştı, benden önce..
Bülent Ersoy'un, Gülben Ergen'e yaptığı büyük saygısızlığı ve ayıbı kaleme alarak.. Bülent Hanımefendi'ye "Nasıl büyük olunur" dersini, hem de çok fena vererek..
Pop Star Alaturka yarışmasında, Bülent Hanımefendi, kendisi ile ayni fikirde olmayan bir başka jüri üyesi Gülben Ergen'e "Ben sizi muhatap almam" demiş..
Yok yahu!..
Almazsınız da, o jüri masasında ne işiniz var o zaman?.
Gülben Ergen'le ayni, tam da eşdeğerde oyunuz var, o masada, hanımefendi.. Saatine kaç para alıyorsunuz bilmiyorum ama, o para uğruna, bırakın muhataplığı, eşitliği kabullenmişsiniz..
İngiltere Kraliçesi'ne atfen bir fıkra vardır, tarihsel, bilir misiniz?..
Adam her nasılsa yanına yaklaşabildiği kraliçeye "Beş milyar İngiliz lirası versem, bu geceyi benimle geçirir misiniz" diye sormuş.. "Yüce milletimin hazinesine konacak bu para kaç fakiri doyurur. Kabul ediyorum" demiş, Kraliçe..
"50 pound" demiş, adam.. "50 İngiliz versem.."
"Terbiyesiz" diye bağırmış Kraliçe.. "Siz beni ne zannediyorsunuz?.."
"Ona çoktan karar verdik, şimdi pazarlık yapıyoruz" demiş adam..
Siz o jüride yer almayı kim bilir kaç para karşılığı kabul ederek, herkesi muhatap almayı kabullendiniz Bülent Hanımefendi.. Şimdi ona buna hava atıp "Ben bilirim, ben anlarım, bunlar kim oluyor" deme hakkınız yok..
Kaldı ki, siz yarışmanın adının ve anlamının dahi farkında değilsiniz..
O bir ses ve sanat yarışması değil. Pop Star Alaturka..
Yani orda popüler bir yıldız adayı aranıyor.. Popüler yıldızlıkta, sanat ve bilgi çok arka sıralarda gelir. Yeni Zeki Müren ya da Müzeyyen Senar adayı değil, pop star olabilecek birini arıyorsunuz..
Yani, ille de bir "Muhataplık" aranıyorsa, o yarışma jürisinde, asıl siz Gülben'e muhatap olamazsınız. Çünkü Gülben sözcüklerdeki tam anlamı ile bir gerçek pop star.. Siz ise, yarışma konusu "Alaturka" olduğu için sadece, orada bulunan bir alaturka sanatçısısınız.