Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Gelişmenin adı Sedef!..

Karşımdaki genç kız, "Güvercinlikliyim" dediğinde 30 yıl öncesine döndüm..
Bodrum'a ilk gelişim Erol Simavi ve Nükhet Duru'nun davetiyle 1979'daydı.. Holly ile gitmiştik.. Erol Bey'in Güvercinlik köyünde bir evi vardı. Birkaç gün orada kaldık, Göcek'teki Domuz Adasına geçmeden önce..
Güvercinlik köyündeki o kocaman evde genç hizmetçi kızlar vardı.. Bildiğiniz köylü kızı kılıkları içinde.. Ayaklarında şalvar, üstlerinde mintan, başlarında yemeni.. Aksanları da hafif hafif vuruyor.. Okuma yazmaları var. İlkokul okumuşlar..
Ama nasıl güzel, nasıl tatlı kızlardı..
"İstanbul'da olsalar manken, foto model olurlardı" dedim.. İçin için de düşünmeden edemedim.. "Nükhet bunları nasıl kıskanmıyor" diye..
Meğer Nükhet seçmiş her birini ayrı ayrı ve yetiştirmiş, öğretmiş işi..
Şimdi karşımda duran genç kız da bu güzeller köyünden..
Ama bu defa üzerinde hem de nasıl şık bir kıyafet var.. Çok sade, ama çok zarif bir makyaj.. Pırıl pırıl..
Mükemmel bir aksanla konuşuyor..
Onunla iki gün evvel Bodrum Rixos'un lobisinde tanışmıştık.. Nebil'le kahvaltı yaptık, ilk gün sabahı otelde.. Baş konumuz o hafta sonu yayınlanmış Ayşe Arman röportajım ve elleri kelepçeli gözü bağlı resimlerim..
Nebil "Ağbi gene gündemdesin" dedi.. Biliyorum.. Herkes tartışıyor zaten.. Konuşmalarım da, pozlarım da tartışılıyor.. "Sen ne diyorsun" dedim, Nebil'e.. Hissettiğim kadarıyla, o da "Fazla" diyenler arasında..
Ben özellikle kadın okurlardan gelen tepkileri naklettim.. Resimlerimi çok seksi bulmuşlar.. Gözü bağlı, elleri kelepçeli adam, çok seksi..
Gülüştük Nebil'le..
Sonra o spaya gitti. Ben gazetelere göz atmak için odama çıkacağım.. Asansöre giderken, orada bir divanda oturan iki genç kız fırladılar..
"Hıncal Bey birlikte bir resim çektirebilir miyiz?.."
Kimi reddettim ki bugüne kadar.. "Tabii" dedim.. "Mutlulukla.."
Biri "Ayşe Arman röportajınız müthişti" dedi. "Siz yazıyı bırakın" dedim.. "Kadınlar resimlerimi çok seksi bulmuş. Siz nasıl buldunuz?.."
"Çok seksiydi, gerçekten" dedi..
Güldüm.. "Demek siz kadınlar için, seksi erkek, elinizdeki sopanın önünde diz çökmüş, gözü bağlı, eli bağlı zavallılar!.."
O da güldü..
Asansörde çıkarken düşündüm.. "Ne kadar rahat, kendine güvenli bir kuşak yetişiyor.."
Üç gün sonra bir daha rastladım, gene asansöre giderken ayni genç kıza..
"Hıncal Bey o resimler iyi olmamış. Yarın sabah otelin fotoğrafçısına bir daha çektirebilir miyiz" dedi.. İlki cep telefonuyla çekilmişti de..
Lobideki Lacoste Mağazasını yönetiyormuş meğer. Onun için hep orda..
"Yarın sabah ayrılıyorum zaten 12.00'de.. 11.00'de burada olurum" dedim.
Saat 11.00'de ordayım. Otel fotoğrafçısı ortada yok. Onu beklerken sohbet ediyoruz. Adı Sedef'miş..
Güvercinlik Köyündenmiş..
"Nerde okudun" dedim..
"Uludağ Üniversitesinde.. Otelcilik Bölümünü bitirdim" dedi..
30 yılda Türkiye'nin geldiği yere bakar mısınız?..
O zaman bir İstanbul Üniversitesi vardı, bir de Ankara.. Şimdi dağ taş üniversite..
O zaman köy kızları içinde okuma yazması olmak önemliydi. Şimdi köy kızları üniversite bitiriyor.
O zaman Güvercinlik, sakin bir köydü.. Şimdi harika bir turizm merkezi..
O zaman yıldızı bile olmayan pansiyonlar vardı. Şimdi 7 yıldızlık tatil köyleri..
O zaman Bodrum'u Türk gazetecisi ben bilmezdim.. Şimdi dünya biliyor.
30 yılda Türkiye'nin nerden nereye geldiği, karşımda bütün güzelliği ve modernliğiyle duruyor..
Gelişmenin adı, Sedef!..

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA