Abuzittincim,
Bilirsin Kaş en sevdiğim yerlerden biridir. Doğu Akdeniz çanağında Kaş'tan daha çekici yerleşim merkezi bilmiyorum..Yılda bi iki defa gelip tepedeki otelin balkonundan, elimde çay bardağım (Biliyorsun mübarek ramazan günlerindeyiz) o muhteşem manzarayı belleğime iyice nakşetmezsem, tüm sene huzursuzluk duyarım. Bu gelişimizde eşim "Karşıdaki Meis adasını hiç merak etmiyor musun? Bi de gidip ordan Kaş'a bakalım" dedi.
Meis adası, yanılmıyorsam, Türkiye'ye en yakın Yunan adası. Kaş limanından 2 buçuk 3 mil ya var ya yok. Hele Cihan savaşında düşürülen İtalyan uçağının enkazının bulunduğu kayalıklardan, yüzme bilen herkes, Meis'e geçebilir.
Oysa Yunanistan'a mesafesi 1000'lerce kilometre. Yani çok garip bi durum. Savaşın cilveleri mi, demeli ne demeli?
Neyse Abuzittincim uzatmim, Meis'e 30 dakikalık bi tekne yolculuğu ile vardık. Kaş' tan da görüldüğü gibi ufak bi ada. Yerleşik nüfusu bin kişi kadarmış. Kaş'a bakan uzunca koya, evler lokantalar yan yana sıralanmış. Tipik Yunan mimarisi. Cumbalı, kutu kutu evler.. Aynı kıyı şeridinde Osmanlılardan, 18 inci yüzyıldan kalma bi cami ile bi de kilise var. Gürültü patırtı yok.. Herkes sakin, kendi hayatını yaşıyor.
O gün, adanın nüfusunun belki de on katı turist vardı, Rodos ve Kaş' tan günübirlik gelen yabancılar. Fakat Meis'liler, "O turisti lokantama kapim, bu turist dükkanıma gelsin.." diye en ufak bi telaş göstermiyorlardı. Daha doğrusu umursamaz bi tavır içindeydiler ama gidip mesela bi lokantaya oturduğunuzda en iyi hizmeti en iyi biçimde sunmayı biliyorlardı.
Fiyatlar (balık) son derece uygundu ve bence en çarpıcısı Türk Lirası, Euro kadar geçerliydi. Gittiğin her yerde hesabı TL veriyorsun adam üzerini Euro olarak ödüyor. Bu gerçekten çok keyifli bi olay Abuzittincim. Sırf bu keyfi yaşamak için (belki Türkiye ye yakın öteki Yunan adalarında da bu böyledir) Meis'e gelinir.
Sonra bi kafeye oturduk. Az sonra kilisenin papazı, üzerinde, yerlere kadar uzayan lacivert cüppesi, boynunda kocaman haç, elinde tesbih, oraya geldi yan masadaki guruba katıldı. Papaz geldiğinde masadakilerin hepsi ayağa kalkıp elini öptüler. Sonra şaraplarını içmeye devam ettiler.. Papaz da, elinde şarap kadehi onlara eşlik etti.
Anlayabildiğim kadarıyla Yunanlı atletlerin Dünya Şampiyonasında yeterince başarılı olmadığını tartışıyorlardı ve bu konuda en dertlisi Papaz'ın kendisiydi. Meis'ten Anadolu'ya bakınca, dağları, tepeleri, kayalıkları, geniş makilikleri, taa buralardan gözüken kanyonları ve uçsuz bucaksız sahil şeridiyle Türkiye'nin devliği çok daha çarpıcı biçimde görülüyor kardeşim.
Meisliler, Türkleri, hele Kaşlıları çok seviyorlar. Bunun bi nedeni de en kritik günlerde bile (Kıbrıs Savaşı) hastaları veya önemli ihtiyaçları olduğunda, teknelerine atlayıp, Kaş'a gelmeleri ve işlerini çözebilmeleri olsa gerek.
Zaten, hâlâ, her gün bi kaç Yunan teknesi Meis' ten kalkıp Kaş'a geliyor, ihtiyaçlarını sağlayıp dönüyorlar. Biz onlara formalite icabı bi vize uyguluyoruz. Yunanlılarsa bize kök söktürüyorlar. Eğer bi gün Türklerin kafası atar aynı vizeyi Yunanlılara uygulamaya kalkarlarsa başta Meisliler, yazık olur Elen halkına..
Münasip yerlerinden öperim Abuzittincim.
Kardeşin Güneş.
Tecellister@gmail.com