BİR Pazar gününün bilançosu.. 22 ölü.. 43 yaralı..
Trafik, ülkemizde gerçek bir katliam boyutlarında.. Her yıl ortalama bir kasaba yok oluyor ve kimsenin, ama kimsenin kılının kıpırdadığı yok.. "Domuz gribi" palavrası için kıyameti koparan, yer yerinden oynatan medya için böyle bir sorun yok..
Hükümetin hiç umurunda değil..
Zamanında sorunun nasıl önemli olduğunun farkına varılmış ve gereken önlemlerin acilen alınması ve hızla güncelleştirilmesi için, başbakan başkanlığında, karar etkinliği olan bir kurulun altı ayda bir toplanması için yasa çıkarılmıştı..
Başbakan Erdoğan bu göreve geldiğinden bu yana geçen yıllar içinde, kurulu bir kez bile toplama gereği duymadı..
İçişleri Bakanı, kaza haberlerini okuyorsa şaşarım.. Okusa milletin piknik yollarında öldüğü Pazar sabahı o kadar neşe içinde kolbastı oynamazdı.
Yani dünyanın hangi uygar ülkesinde, bir oto yolda, asfalt çalışması yapılıyor diye 5 kişi ölür, 11 kişi yaralanır.. Ayni sabah, ayni yerde yığınla ölümlü kaza oluyorsa, ortada bir yanlış var demektir..
Oto yolun bir yönünü kapayıp, öte tarafı çift taraflı trafiğe açarsan ve bunu yaparken, çok net, çok açık işaretler koymaz, en geçerli önlemleri almazsan, katliama davet çıkarırsın. Kara Yolları'nın yaptığı bu..
Peki sorumlu kim?..
İçişleri Bakanı, pazartesi sabahı makamına gelir gelmez "Bu işin sorumlularını bulun, önüme getirin" emri verdi mi?.
Biz medya olarak İçişleri Bakanı'na, trafik katliamını önemsemesi için gerekli baskıyı yaptık mı?. Geçiniz..
Amerika'da olsa, o kazada yok olan 5 kişilik ailenin yakınlarının kapısını pazartesi sabahı ülkenin en büyük avukatlık büroları çalmak ve vekalet almak için yarışa girmişlerdi. Öyle davalar açar ve kazanırlardı ki.. Bizde o hukukçular da yok, bu tür tazminat davalarını hızla ve ibret olacak ölçülerde sonuçlandıran yargıçlar da..
Devletin bu davalar sonucu ödediği ağır tazminatları sonradan, sorumlu bürokratlardan tahsil ettiğini düşünün..
Bir daha hangi sorumlu, bu kadar sorumsuz, bu kadar pervasız davranabilir?..
Bu ülkede yapılan her şey yapanın yanına kâr kalıyor..
Hele de devlette "Sorumlu" bulmak mümkün değil..
Ortalık sorumsuzlarla dolu olunca, bize de "Bedava yaşamak" kalıyor.. Hayatta kalabildiğimiz her güne şükürler olsun..