Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Bir muhteşem sanat gösterisi..

Olağanüstü bir sanat eserini izlemek bana müthiş bir gurur verir.. Bir resim.. Bir heykel.. Müzik.. Bir beste.. Bir yorum.. Bir ses..Tiyatro, Sinema.. Bir olağanüstü oyunculuk..
Kendi tüm yeteneksizliğimin yüzüme vurulması olarak algılama, aşağılık kompleksi duyma yerine "Bunu yapan bir insan.. Benim türümden.." demenin keyfi ve gururudur bu..
Hele benim, Türkiyemin insanı ise, gururum katlanır..
Cumartesi günü, bu ülkenin en mutlu, en gururlu, en keyifli insanlarından biriydim, saat akşamın yedisine doğru, Profilo'daki Tiyatro İstanbul'dan çıkarken.. Ben ve kardeşlerim.. Oyun salonda bitti, bizde bitmedi.. Hemen oradaki Art Cafe'ye oturduk, oyunu konuşmak için.. Az önce birlikte gördüklerimizi, birbirimize anlattık. Bitmedi.. Eve geldik.. Bana misafirler geldi. Gece yarısına kadar tekrar tekrar oyunu konuştuk..
Şimdi Pazar.. Ben pazarları tatil yaparım.. "Yer yerinden oynasa pazarları gazeteye gelmem" dediğimi bilir herkes.. Bu defa koştum geldim.. "Ne olur ne olmaz, havasından çıkarım" diye 40 yıllık ilkemi bozdum, gazeteye geldim, yazmaya..
Merak ediyorsunuz değil mi?..
Etmenize değer.. Çünkü gidip gördüğünüzde "Hıncal az yazmış" diyeceksiniz.. Ben "Neyi az yazmışım, söyleyin" diyeceğim.. Söyleyemeyeceksiniz.. Çünkü o sözcükleri siz de bulamayacaksınız..
Bu oyunun bana verdiği duyguları anlatmaya yetecek sözcükler henüz icad edilmedi çünkü...

***
Altı Haftada Altı Dans Dersi.. 2001'de Los Angeles'te açıldığından beri 9 dile çevrilen, 15 ülkenin elli tiyatrosunda halen oynanmakta olan çok çarpıcı bir.. bir..
Bizde "Komedi" dediler.. Oyunun sonunda Art Cafe'de otururken, Gencay Hanım'a (Gürün) "Siz bir hainsiniz" dedim.. "Beni komedi diye kandırdınız. Hüngür şakır ağladığımı herkes gördü, karizmayı da çizdirdik.." Amerikanca da yeni bir deyime sebep olmuş oyun. Dramedy.. Dram'la Komediden oluşan bir sözcük..
Gerçek de öyle.. Dramedy.. Bir gözünüz ağlarken, öbürü gülüyor..
70 yaşlarında bir kadın.. Florida'da, körfeze bakan harika bir dairede yaşıyor.. Altı Haftada Altı Dans Dersi diye ünlenen bir dans dershanesine baş vurup, evinde özel ders isteyince, bir hoca gönderiyorlar. Swing, Tango, Vals, FoxTrot, Ça ça ve Modern Dansları öğretsin diye..
Yaşlı kadınla dans hocası, altı hafta, haftada bir gün, bir saat için buluşuyorlar..
Ondan sonrası vay ki vay..

***
Altı Hafta müthiş ama müthiş bir aşk öyküsü.. Benzeri yok.. Çünkü içinde aşk yok.. İçinde aşk olmayan aşk nasıl olur, bu aşk nasıl böyle yüce olur, anlamak zor, anlatmak da.. Onun için kestirmeden gideceğim.. Gidin ve görün.. Altı Hafta müthiş ama müthiş bir yalnızlık öyküsü.. Bir yaşlı kadın.. Bir eşcinsel dans hocası.. İkisi de yapayalnız.. Umutsuzca yapayalnız..
"İnsanlar iki sebeple yalnızdır" diyor oyun bir sahnesinde.. "Ya kendi tercihleridir.. Ya da başkaları onların yalnız yaşamasına karar vermişlerdir.."

***
Oyun tümüyle hoş.. Tümüyle başarılı..
Nilgün Gürkan'ın dekoru olağanüstü.. Ben hiçbir özel tiyatroda bugüne dek böyle özenli, böyle pahalı dekor görmedim.. Arkada körfeze bakan panoramik pencereden denizin dalgalarını, güneşin batışını, ayı, yıldızları, hele de finale damga vuran o kayan yıldızı izliyorsunuz ki, o pencere oyundaki duygusallığın yarısı.. Olmazsa olmazdı.. Paraya kıymış Gencay Hanım göz kırpmadan.. Aslında baş teşekkür ona ya.. Oyunu bulup getirmekle kalmamış.. Belli.. Onu, üslubunu tanırım.. Her şeyine dokunmuş, Türkçesinden başlayarak.. Klasın dokunuşu.. Kostümler, hele de Faruk Saraç'ın hazırladığı Cihan kostümleri harika..
Cihan Ünal'ın rejisi inanılır gibi değil.. Bu oyun ancak böyle sahneye konurdu.. Finalin selam bölümünü bile yorumlamış Cihan.. Öyle bir selamlama yapmış ki, seyirci, o oyun boyunca avuca alınıp yoğrulan ve bitkin hale getirilen seyirci kendine geliyor da, salonu harika duygular yanında müthiş bir keyifle terk ediyor, o sayede..

***
Ve.. Ve..
Buraya kadar yazdıklarımı okumasanız, unutsanız da olur.. Hepsi hoş, hepsi güzel şeyler ama, oyundaki Cihan Ünal ve Nevra Serezli performansları, her şeyi ve hepsini gölgeliyor.. Ben 1955'ten beri devamlı bir tiyatro izleyicisiyim. Sadece ülkemde değil.. Dünyada gittiğim yerlerde de..
Nevra'yı Amerika'da tiyatro eğitimi alıp döndüğü 1965 yılının Dormen Tiyatrosundan itibaren, Cihan'ı 1969'da Ankara Devlet Konservatuarından mezun olup girdiği Devlet Tiyatrosundan başlayarak hemen her oyunlarında izledim.. İkisinin de oyunculuğuna nasıl hayran olduğumu benim yazılarımı 40 yıldır okuyanlar bilirler..
Geçiniz.. Meğer Nevra da, Cihan da, en iyilerini bugüne dek oynamamışlar..
Cihan.. O Dördüncü Murat.. O Aktör Kean.. O tiyatromuzun en maço yakışıklısının böyle akıllara seza bir eşcinsel kompozisyonu çizeceğini rüyamda görsem inanmazdım.. Bu nasıl bir yorumdur Cihan.. Sinemada da, tiyatroda da çok eşcinsel yorumu gördüm. La Cage aux Folles/Çılgınlar Kulübü'ndeki Oscar adaylarından, Broadway, West End oyunlarına.. Ama böylesine ölçülü, ama böylesine etkili bir yoruma ilk defa rastlıyorum..
Nevra.. Sözün bittiği yer.. Buradaki Nevra tiyatronun sonu.. Daha iyisi olamaz.. Bu nasıl bir oyunculuktur Tanrım?.. Bu nasıl bir oyunculuktur?..
Cihan'la Nevra, oyundaki seyirciyi de coşturan muhteşem dans sahneleri için altı ay ders almışlar, o yaşta.. O yaşta olunca da, Nevra'nın lifi kopmuş, Cihan'ın da yan bağları.. 2 ay ara vermek zorunda kalmışlar.. Ama değmiş.. Oyunun havasını birden değiştiren, öldüren duygusallığı coşkulu bir görsel şölene çeviren dans sahneleri harika.. Muhteşem.. Bir başka.. Sadece o danslar yeter oyunu tekrar tekrar izlemeye.. Koreograf Mikel N. Vidhi'ye de alkış..

***
Bu sütunun en uzun yazılarından birini yazdığımın farkındayım. Ama durup başından okudum, hiçbir şey anlatmadığımı hissettim. Söylemek istediğim öyle şeyler var ki.. Öyle ayrıntılar.. Gazetenin tamamı yetmez..
O zaman şimdilik duralım.. Gün gelir gene anlatırız..
Ama siz siz olun, durmayın gidin..
Gidin ve dünya çapında iki oyuncunun dünya çapındaki performansını izleyip benim gibi coşun.. Benim gibi gururlanın. Benim gibi ülkeniz ve insanlarınızla gurur duyun..
Teşekkürler Gencay Hanım.. Teşekkürler.. Cihan.. Nevra.. Türkiye size çok şey borçlu!..

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA