Sevgili Dostum Şansal, Lig başlarken bir "Var mısınız" yazısı yazmış..
O benim hala Sevgili Dostum.. Lig TV yayınlarını eleştirdiğim için, yanıt vermek yerine ağzına hiç yakıştıramadığım laflarla saldırmasının üzerinde bile durmadım. Ben yıllar boyu kazanılmış dostlukları öfke anında edilmiş laflarla tüketmem. Adamın özü önemlidir benim için..
Bana yönelik eleştirileri, dostluk kantarıyla hiç tartmadım. O iş ayrıdır, sevgi ayrı..
Ama Şansal, kendisini eleştirmemi hazmedemedi. Benimle eleştirilerim üzerine tartışmaya gireceğine "Hıncal vicdansız" gibi akla hayale gelmez laflar etti. Etsin..
O benim için hâlâ Sevgili Şansal, insan olarak.. Hâlâ eleştirilerimin hedefi, Lig TV Müdürü sıfatıyla..
Şansal "UEFA kriterlerine uygun yayın" isteyenlere yanıt veriyor.. "Hep beraber uymağa varsanız, biz varız" diye.. Talepleri, kulüplerden, federasyondan.. Hepsi yerden göğe haklı istekler. Yanında olmalı, desteklemeliyiz.. İşte ben destekliyorum. Bu konuda Şansal'a istediği her yardımı yapmaya hazırım.. O tamam.. Ama kazın ayağı sadece o değil.. Lig TV'yi yaşatan paraları, Şansal'ın maaşı dahil, kulüpler, ya da Federasyon değil, hatta Lig TV'nin yayın için Federasyon ve Kulüplere ödediği milyonlarca dolar parayı da ben ödüyorum.. Ben DigiTurk üyesi Hıncal Uluç..
Şansal'ın UEFA kriterlerine uyan çağdaş yayıncılık yapması için, kulüpler ya da federasyonla anlaşması, ya da anlaşmaması beni zerre ilgilendirmez..
Şansal'ın maaşını da ödeyen tüketici olarak, ben parasını ödediğim malın bana en temiz, en güzel, en uygun teslimi isterim. Bu hakkımdır. Sonuna dek da ararım.
Ben şimdi başlayan yeni yayın döneminde çağdaş yayıncılık istiyorum. Şansal çağdaş yayıncılıktan ne kastettiğimi anlamak istiyorsa, DigiTurk'teki İngiliz maçlarından birini, öncesi, sırası ve sonrasıyla izlesin ve bunların yüzde kaçını yaptığını bana söylesin.
Madde 1. Lig TV paralı bir yayındır. DigiTurk paralı, Lig TV üyeliği ayrı paralıdır. O halde bu yayını reklam pazarı haline getirmeye, reklamı yayının önüne geçirmeye hakkı yoktur. Maç başlamadan önce 15 dakika reklam.. Devre arası 15 dakika reklam.. Maç bitiyor 15 dakika reklam.. Bu mudur, seyirciyi maç havasına sokmak.. İlk yarının istatistiklerle eleştirisini yapmak, bitince her şeyi özetlemek.. Bu mudur Şansal?. Peki ya maç görüntüleri üzerine bir de alt yazı reklamları bindirip ekranı kirlettirmek, spikere oynanan maçı değil, başlayacak programların reklamlarını anlattırmak.. Bu mudur Şansal?..
Madde 2. Ben gördüklerimi anlatan, ya da Google da yazan yığınla lafı araya sıkıştıran spikerler değil, maçı okuyan, futbolcuları tanıyan, görmediklerimi söyleyip, yorum getiren sunucu istiyorum. Senin televizyonunda golü "Şut" diye biri atıyor hep.. "Şut"un gerçek adını spikerin benimle birlikte yavaş çekimde fark ediyor. Bu mudur Şansal?.
Madde 3. Tek spikerle anlatım tarih oldu. Biraz masrafa girip çift sunucuyla anlatıyor uygar TV'ler artık. Sen yorumcuyu maç öncesi ve sonrasında konuşturup, 90 dakika boyu susturuyorsun. Bu mudur Şansal?.
Madde 4. Ben kendi keyfi, kişisel mastürbasyonu uğruna topu kaybeden yönetmen istemiyorum. Top oyundayken tribündeki seyirci nereye bakıyorsa, ben de onu görmek istiyorum. Topa vurduktan sonra yere tükürenleri, ya da yavaş çekimleri değil. Yönetmenin görevi topu izlemektir. Senin yaptığın bu mudur Şansal?.
Yeni yayın dönemi başlıyor..
Lig TV'nin hele de giderek artan rekabet ortamı içinde ne kadar mesafe aldığını göreceğiz. Bu rekabet Şansal'ı fazla da ilgilendirmiyor olabilir.. Son defasında o da ekibiyle birlikte, yayın hakkını alan kuruma transfer olmayı başarmıştı çünkü.. Ama beni, yayını kim yapıyorsa onun parasını veren beni, fena halde ilgilendiriyor.
Bu ilgim işler düzelene dek sürecek!..