Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Tecelli'den Abuzittin'e mektuplar

Abuzittincim,
Anlayamadım gitti. Fenerbahçe Chelsea'yi 2-1yeniyor "tarih yazıyoruz." Fenerbahçe Chelsea'ye 2-0 yeniliyor gene "tarih yazıyoruz".
Bu ne "tarih yazma" merakı kardeşim?
Biz tarih yazdığımıza göre acaba adamlar ne yazıyor diye, son maçın ardından, İngiliz gazetelerinin internet sayfalarına şöyle bi baktım. Sadece maçın "hikâyesini" yazmışlar. Tarih marih yazan yok. Ki eğer tarih yazılacaksa esasında onların yazması lazım, çünkü Şampiyonlar Ligi'nde 4 takım kaldı, 3'ü İngiliz!
Şimdi burdan lafı şuraya getirmek istiyorum, bizim spor basınının olaylara artık biraz tarafsız gözle bakması lazım. Bu "pompalama" edebiyatı son bulmalı. 02'lik maçtan sonra, sürmanşetten atılan başlıklara bak: "Alkışlar Fener'e. İngiliz devi Chelsea'yle başa baş oynadık...", "Teşekkürler F.Bahçe. Şampiyonlar Ligi'nde tarihi başarıyı yakalayan F.Bahçe...", "Ayakta Alkış. Dünya devine dün de korkulu dakikalar yaşatan...", "Başın Öne Eğilmesin. Maçın büyük bölümünü rakip sahada oynayan kanarya..."

Pompala Hıdır pompala!
Bi de, ilk golü atan Ballack'ın kameralara söylediklerine bakalım: "Çok zorlu takımlarla oynadık. Fenerbahçe de bunlardan biriydi. Çok kondisyonlu takım. İkinci yarıdaki oyunlarıyla onlar da turu geçen taraf olabilirdi. Ama futbol bu. Bi fazla atan kazanıyor! "
İçinde ne tarih ne coğrafya bulunmayan sportmence bi yorum.
Hem bence Abuzittincim, o gece Chelsea gene iyi değildi. Bi ligde, tv'den izlediğimiz Chelsea'ya bak bi de Fenerin karşısındakine. Bu Fenerbahçe iyi oynadığından değil.. İyi oynasa 90 dakikada kaleyi bulan topu topu 2 şut mu atar?
O da 80'inci dakikadan sonra! "Tarih"ti marihti geçelim bunları artık. Evet, başarılıydılar Avrupanın en iyi 8 takımı arasında kaldılar, tebrikler, bundan mutluluk duyduk. Beşiktaşlısı, Trabzonlusu, Galatasaraylısı hepimizi tv'lerin başına kilitleyip heycanlandırdılar.
Bu görsel şölen için teşekkürler. Şu da gerçek, o gece oynadıkları futbol iyi değildi bu haliyle yakaladıkları Chelsea'yi elemeliydiler. Pompalamayı bırakın biraz da gerçekleri yazın!
Bi büyük gazetenin spor yazarlarından biri de, "Fenerbahçe'yi hakem yaktı" diye yazmıştı.
Eee, her zaman Kayseri maçının hakemini bulmak zor! Kayseri diyince, bi kaç günlüğüne oraları şöyle bi dolandım Abuzittincim.
Kayseri son yıllarda çok değişmiş. Derli toplu, tertemiz. Otomobil kullananlar İstanbul ve Ankara'daki gibi arabayı insanların üzerine sürmüyor. Sanayi baya ilerlemiş. En çok dikkatimi çeken, o geniş bulvarlarında gördüğüm hanımların bi çoğunun başlarının açık olmasıydı. Gece saat dokuz'da, on'da kafelerin bulunduğu caddelerde tek başına yürüyen genç kızlar beni şaşırttı.
Kayseri diyince elbette Erciyes'i atlamamak lazım. 3916 metrelik dağ mağrur, tepeden bakıyor. Eteklerinde kır çiçekleri açmışken, arabayla, güzel bi yoldan, 2 bin metre tırmanıp karların arasında dolaşmak ayrı bi keyif. Eğer kayak yapıyorsan 3 bine de çıkabilirsin. Manzara süper!
Sordum, Kayseri'ye 50 bin civarında yabancı turist geliyormuş. Çok az. Acaba, doğuştan "işadamı" Kayserililer turistten pek hoşlanmıyor mı?
Münasip yerlerinden öperim Abuzittincim.
Kardeşin Güneş.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA