90 Dakika'da Mehmet Yılmaz "Hıncal Ağabeye katılmıyorum" dedi. "Ben Milliyet Genel Yayın Müdürüyken, üzerimde Fener forması ile maça giderdim, ama spor sayfalarım, yöneticilerim, yazarlarım, muhabirlerim tamamen özgürdü.."
Acaba öyle miydi Mehmet?..
Senin tamamen hoşgörülü olman, en ufak baskı imasında dahi bulunmaman, onların özgür olmasını sağlamaya yetti mi?.
Bunca yıllık deneyimlerin, sana oto sansürü öğretmiştir, mutlak..
Senin yanına bile yaklaşmamış, elini bile sıkmamış genç bir Fenerbahçe muhabiri, Genel Yayın Müdürünü Fener forması ile maça gidecek bir fanatik olarak görür ve tanırsa acaba "27 yıla kadar hapsi istenen Nihat Özdemir'in Fenerbahçe'de asbaşkan olması camiada hoş karşılanmıyor" diye haber yapabilir mi?. Spor müdürü o haberi manşete taşıyabilir mi?.
Günümüzde işsiz gazeteci kol gezerken, boşalan bir yer için en az "10 aday" beklerken, gazetecilik okulları her yıl yüzlerce mezun verirken, insanlar en azından bilinç altında "Ne olur ne olmaz" önlemi almazlar mı?.
Haluk Ulusoy Federasyonu'nu Aziz Yıldırım'ın yıktığı biliniyor, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı da yanına alarak ve hatta Galatasaray Başkanı Özhan Canaydın'ı kuklaya çevirip kullanarak.
Şimdi bu Yıldırım Federasyonu, Gözlemciler ve Temsilciler Komitesi Başkanlığı'na daha düne kadar Yıldırım'ın maaşlı Fener Meneceri, babadan Fanatik Fenerli Kemal Dinçer'i getirirse, onun seçip atadığı gözlemci kardeşim hayli yağlı bir kapıyı kapatmayı, hafta sonların ek getirisini kaybetmeyi ülkenin bu ekonomik krizinde riski göze alır mı?.
Kafasında, Aziz Yıldırım'ın kurduğu, Şekip Mosturoğlu'nun şekillendirdiği federasyonda, gözlemcileri atayan kurulun başına Fener'in maaşlı menecerinin getirilmesini yorumlamaz mı?.
"Neme lazım" demez mi?..
Lugano'nun sahada beş dakika söverek, ağzından salyalar saçarak hakem kovaladığını görmez, ceza almasını önlersin. Saraçoğlu seyircisinin Servet'e ağız dolusu koro küfrü ettiğini duymazsın, ama tam da "Galatasaray'ın fikstür avantajı var" denilen günlerde, bir Ankara deplasmanında 30 saniye süren bir koroyu anında duyup rapor eder, Ali Sami Yen'i kapatırsın.. Kemal Dinçer'in ruhu bile duymaz.. Kraldan fazla kralcı sen, maç almaya devam edersin.
Fatih Altaylı televizyonda "Kemal arkadaşım. Tertemiz bir pırlantadır, ama ben bir Galatasaraylıysam, Kemal on Fenerlidir" dedi.. "Şimdi bu komitenin başına ben getirilseydim, medya neler yapmaz, Aziz Yıldırım neler etmezdi" diye sordu. Çıt yok!..
Çünkü, Kemal Dinçer olunca, Kutsal İttifak susar. Seyrantepe ile kuyruğu sıkışmış Galatasaray, Hazreti İsa'ya döner, öteki yanağını da uzatır, bir daha vursunlar diye..
Fener kalecisi Volkan'ın altı maç cezası dörde indi ve Beşiktaş maçında sahada olması sağlandı. İndirme sebebi tahrik. Kim tahrik eden?. Lincoln tabii. Olaylar öyle başladı. Civarda başkası da yoktu. Peki ayni Lincoln'un suç işlemediğine ayni ceza kurulu karar vermedi mi?. Lincoln'un suçu yoksa, Volkan'ı tahrik edip cezasını indiren kim?.. Ceza ve Tahkim Kurulları mı?.
Beşiktaş için de durum farklı değil..
Colin Kazım'ın ayni anda yaptığı hem de iki penaltıyı "En iyi" denen hakem ve yardımcısı göremiyorsa, Fener iki puan kaybından kurtulurken, Beşiktaş sıfır puanla yarıştan uzaklaşıyorsa, daha ne?..
Tabii hatalar olacak.. Ama ligin kaderi olacak hatalar hem de bu en kritik haftalarda arka arkaya hep Fener lehine oluyorsa, safoşluğun da alemi yok..
Kaldı ki..
Fener zaten şu anda ligin en iyi takımı.. Gole çok yakın yıldızları sayesinde kötü oynadığı maçları bile kazanabiliyor.
Beşiktaş kötü yönetim içinde çürüyor. Del Bosque'ye servet kaptıranlar, üç otuz para alacağını ödeyemedikleri Rico'yu en kritik maç öncesi kadro dışı bırakıp takımı ve puanları satma pahasına, paçalarını kurtarmaya bakıyorlar ve hâlâ o kulübün başında kalıyorlar. Bunlar mı şampiyon olacak?. Güldürmeyin beni..
Galatasaray Kalli ve ona seyirci kalan ve de hatta arkasında durmakta ısrar eden Adnan Polat tarafından darmadağın edildi. Kongre bu Polat'ı mükafaten bir de başkanlığa getirdi. Bu Kalli ve bu Ahmet Akçan'la Galatasaray seneye Avrupa'da oynama hakkını kazanırsa, Eyüp Sultan'da 50 koyun kessinler..
Yani..
Nerden baksanız iş bitmiştir. Ne sahada, ne masa başında Fener'in eline su dökme imkânı yoktur.
Bundan sonra lig, kim ikinci olup Şampiyonlar Ligi'ne, kim üçüncülükte UEFA'ya gidecek onun için oynanacaktır.
Şampiyonlar Ligi adayım ve arzum, Sivas.. UEFA'ya da Beşiktaş ile Galatasaray'dan hangisi daha az dökülürse o gider.. Aslında Ertuğrul Sağlam, Kalli'den kat kat sağlam ama, onun da elindeki malzeme yetersiz.