Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Uzay Macerası 2001 öldü!..

1968'deki Stanley Kubrick filmi dünyayı birbirine katmıştı. Uzay Macerası 2001/Space Odyssey 2001!.. İnsanoğlu müthiş bir gemiyle, uzaya açılıyordu.. Mars'ı, Jüpiter'i geçip, Pluton'un ötesine, yani güneş sisteminin dışına gidiyordu.. Film harikaydı, çünkü büyük bir usta, başka bir büyük ustanın harika romanından çekmişti.. Arthur C. Clarke'ın ünü dünyayı bu filmle sardı. En ücra köşelere, her yaştan insanlara, çocuklara kadar ulaştı..
Bilim kurgunun Isaac Asimov'la birlikte iki devinden biriydi o.. Çarşamba sabahı, 50 yıldır yaşadığı, taşındığı zaman adı Seylan olan Sri Lanka'da öldü.. Son otuz yılını da, çocukluk hastalığı felcin hatırası tekerlekli sandalyede geçirerek. Geçen aralık ayındaki 90'ıncı doğum yıldönümünde bir video ile dostlarına veda etmişti. Son eseri, The Last Theorem/ Son Teorem'i bitirdikten 3 gün sonra öldü..
Aslında havacılığa meraklı bir bilim adamıydı. İkinci Dünya Savaşı'nda Alman uçakları Londra'yı bombalamaya, kıtadan atılan füzeler adayı vurmaya başlayınca, Başbakan Churchill bilim adamlarından, düşman uçak ve füzelerinin gelişini gösteren bir sistem bulmalarını emretti. Bir gurup çalışmaya başladı. Gerçi savaşa yetiştiremediler ama, icat ettikleri radar, daha sonra havacığın temel aracı oldu. Clark o ekibin içindeydi işte.
Bilimden öğrendikleriyle, hayallerini birleştirip çalışmaya başladı. Bugün TV yayınlarını dünyanın dört bir yanına ulaştıran uyduları ilk kaleme alan oydu..
Sonra öyküler, romanlar birbirini izledi.. Filmler, TV dizileri, belgesel diziler..
Uzayda dünya dışında en az bir zeka daha olduğuna inanıyordu. Ama Tanrı'ya inanmıyordu. Ateistti. 6 kelimelik öykü istemişlerdi ondan da.. 10 kelime yazmış, altıya indirmeyi reddetmişti.
"God said, 'Cancel Program GENESIS.' The universe ceased to exist./ "Tanrı 'Başlangıç programını iptal edin' dedi. 'Uzay var olmayı durdurdu."
Çok kısa süren bir evlilik yapmış, bir daha evlenmeyince eşcinsel olduğu söylentileri yayılmıştı.
1968'de filmi izlerken, gemideki HAL adlı bilgisayara hayran kalmıştık. Akıllara durgunluk veren bir aletti, o günler için.. Koskocamandı ama.. Bir oda büyüklüğünde.. Bugün ondan kat kat kapasiteli, kat kat hızlı bilgisayarlar, avuç içine sığıyor ve çocuklar oynuyor.. 1968'in bilimkurgu modeli, 40 yıl sonra, müzelik bir antika oldu, bilimin hızını düşünebiliyor musunuz?.
HAL günümüz bilgisayarlarının çok ilkel bir modeliydi yani. Bunu konuşurken, Ülkü Tamer, "Öyleydi gerçekten" dedi.. "Adı ne?. HAL!. Alfabede birer harf ötesini yaz bakalım bu üç harfin ne çıkıyor.."
Yazdım.. IBM!..

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA