SİYAD gecesinde beni en hüzünlendiren lafı Onur Ödülü alan Safa Önal etti.." Artık öte yandaki dostlarımın sayısı, buradakilerden çok.. "
Tülin Özer'in e-mailini okurken "Benim de" diye düşündüm..
Soydaner Güney'i, benim hayatımı borçlu olduğum Doktor Soydan'ı da kaybetmişiz, onu yazıyor, Özer. Perşembe sabahı.. Ani bir kalp krizi..
1973 yılını Gülhane Hastanesi'nde geçirdim ben. Arka arkaya gelen hastalıklar, ameliyatlar, kilomun 39'a, yaşama şansımın yüzde 2'lere düştüğü günler..
Müthiş bir uzman ekibi sanki yemin etmişti beni kurtarmaya..
Soydan, o sıralar askeri Tıbbiye'yi yeni bitirmişti. İntern olarak gelmişti oraya.. Staj için yani..
Yaşama ve hastaneyi ayakta terk etme umudumu tamamen yitirip ölümü beklediğim günlerde asıl ortaya çıktı Soydan.. Nasıl yaşam zevki ve heyecanını verdi bana, doktor olduğunu bir kenara bırakıp, dost, kardeş, aileden biri olarak. Ağırlaştığım günlerde 15 gün eve gitmeden, çamaşırlarını evden getirtip değiştirmecesine başımda bekleyen, her güne beni eğlendirecek, neşelendirecek bir şeyler koyan müthiş bir dosttu o.. Harikalar yarattı.. Bütün Gülhane harikalar yarattı.. Ameliyatlarımı yapan Dr. Orhan Göğüş, Dr. Sabri Devecioğlu başta.. Ama her gün, her an yanımda, başımda, başucumda duran Soydan başkaydı.. Bir doktordan, bir dosttan çok öte..
O Soydan da gitmiş işte