Sevgili Kardeşim Şansal, gelecekte okuduğunda çok üzüleceği laflar etmiş kendi yönettiği televizyonda.. Akşam da manşetten vermiş konuşmalarını..
"Sen cehenneme gitmeyi çoktan garantiledin" diyor benim için, sıkılmadan..
"Hıncal'da vicdan yok" diyor, vicdanı sızlamadan...
"Kimlerle organik bağın var" diye çirkin, ayıp, asılsız imalar yapıyor, hiç ama hiç utanmadan..
Beni en iyi tanıyanlar arasında olduğu halde..
Oysa, 90 Dakika'da geçen olayın doğrudan muhatabı bile değil..
Olimpiyat Stadı'ndaki maçta kalecinin degajı, fırtına yüzünden kaleciye geri dönmüş.. Mehmet Yılmaz "Elindeki görüntüyü yayınla" dedi, NTV Spor Müdürü ve programın sunucusu Fuat Akdağ'a..
Fuat "Yayınlayamam" dedi "Bize verilen özet görüntü içinde yok.."
Mehmet dedi ki.. "Özet görüntü maçı kapsar.. Bu haber görüntüsü.. Haber görüntüsü engellenemez.."
Tartışmaya biz de girdik, haberin ve halkın haber alma hakkının yanında olarak. Ama NTV ile DigiTurk arasında nasıl bir anlaşma varsa, Fuat diretiyor.. "DigiTurk izin vermez" diye.. O zaman sinirlenip bağırdım işte... Fuat'a.. Şansal'a değil..
"DigiTurk'un canı cehenneme.. Sen haber görüntüsünü yayınla.. Dava ederlerse biz gideriz.."
Şansal'ın buna cevabı işte..
"Hıncal cehennemi garantiledi. Güle güle.."
O gece yayında dört kişiyiz. Adı geçen tek kişi benim.. Bu da gerçeği açıklıyor. Şansal'ın kızdığı o yayın değil aslında, benim.. Fırsat bu ya.. Saldırıyor.. Çünkü ben Lig TV'nin çağdışı naklen yayıncılık anlayışını dozu giderek artan eleştirilerle gündeme getiriyorum. Şansal haklı olduğumu biliyor. Yanıt veremiyor. Veremedikçe öfkeleniyor.. Sonunda da öfkesine yeniliyor.
Bak Sevgili Şansal..
Cehennemlik Hıncal bir DigiTurk müşterisi.. Senin yönettiğin yayınların da tüketicisi..
Bir "Tüketici" olarak haklarımı biliyor ve savunuyorum.. Cehennemde de savunurum, hiç şüphen olmasın..
Benim nereye gideceğimi bırak, ekran başındaki milyonlara doğru dürüst nasıl maç izletebileceğine yor kafanı tamam mı, dostum..
Naklen yayıncılıkta çağı izle, çağdaş ol..
O zaman cehennemlik Hıncal seni alkışlar..
O zaman da cennetlik olur zaten..
Gözlerinden öperim..
***
Bu yazı dün yayınlanacaktı. Reklam sayfanın yarısını alınca, ben de Fidel yazısını uzun tutunca bugüne kaldı. Bu arada dün sabah Kazım Kanat'ı okudum, yüreğimden vurulup..
Kazım "Şansal haklı, Hıncal haksız" diye damgayı vururken, "Olay şu; hedef Lig TV'yi karalamak, D Smart'ın önünü açmak.."
Sevgili Kazım, eğer olay buysa ve sen bu kadar aşşağılık birine hâlâ "Usta, Ağabey" diyorsan, demeye devam ediyorsan, sen de aşağılıkta ondan geri kalmıyorsun demektir.
Tamam, ben bu kadar adi biriyim.. Ama sen bir sebep söyle.. Tek bir sebep.. D Smart'ın önünü açmama bir tek sebep göster.. "Şundan" de.. Diyebiliyorsan.. Diyemiyorsan, odama koş.. Yanaklarımdan öp.. Özür dile.. "Nasıl yazdım bu satırları bilemiyorum, affet" de Kazım.. Af dile..
Pir Sultan Abdal'ı bilirsin değil mi?..
"Yağmur gibi yağar taşlar başıma
İlle de dostun bir fiskesi yaralar beni..
Şu ellerin taşı bana hiç değmez
İlle de dostun bir tek gülü yaralar beni..
Can beni beni....Beni dost beni beni!.."
Seninki fiske de değil Kazım.. Balta.. Giyotin..
Hıncal Uluç'a, bir insanın edebileceği en büyük hakareti ettin sen.. En büyük hakareti, farkında mısın?.
..Ve de Kazım.. Sen o hain satırları yazarken Hıncal Ağabeyin nerdeydi biliyor musun?. Şansal'ın o çok ayıp sözlerinin hem de Akşam'da manşet olduğu günün öğleninde..
DigiTurk Genel Müdürü Ertan Özerdem ve Lig TV Genel Müdür Yardımcısı Kadir Kardaş ile, yemekte.. Hem de DigiTurk binasında.. Özerdem'in odasındaki "Dost" yemeğinde..
Konu "DigiTurk'u ve yayınlarını nasıl geliştirebiliriz" sorusuna Hıncal'ın düşüncelerini almak..
Yarın maç yayınlarını D Smart alırsa, Hıncal Uluç gene burada, bugünkü yerinde olacak Kazım.. Ama Sevgili Şansal ve takımının nerde olacaklarını bilebilir misin, geçmişlerimize bakıp!..