GİZEM, beni Yeditepe Üniversitesi'yle tanıştıran dünya tatlısı öğrenciydi.. Sohbet toplantısına çağırdılar, öğrenci kulübü olarak..
Bu defa telefon ettiğinde, mezundu artık.. İşe de başlamış.. Duru Tiyatro'nun Halkla İlişkiler Danışmanı olmuş..
"Sen tiyatroya meraklısın. Gel bu gençleri gör mutlak" dedi..
Gittim ve çıkarken Gizem'i öyle bir kucakladım ve öptüm ki şaşırmıştır..
"Bana bu gençleri seyrettirdin ya" dedim..
Duru Tiyatro Kadıköy'de.. Ordan başlayalım.. Eski Maarif Koleji, yeni Kadıköy Anadolu Lisesi'nin tiyatro salonu.. Emre Kınay el atmış.. Girişte çok şirin bir kafe var.. Oyun için orda buluşabilir, hafif bir şeyler atıştırabilir, oyundan sonra da, hemen eve koşmak yerine geceyi orada uzatabilirsiniz, izlediğiniz oyunu konuşarak, ki biz aynen öyle yaptık..
Oyunun adı Kaset.. 70 dakika.. Tek perde.. Stephen Belber yazmış.. Liseden arkadaş biri kız, ikisi erkek üç kişi, 10 yıl sonra, Amerika'nın küçük bir kasabasında, ucuz bir motelde bir araya geliyorlar.
Erkeklerden biri ünlü bir yönetmendir artık. O kasabadaki festivalde filmi oynayacaktır. Kız kasabanın savcı yardımcısı olmuştur. Öteki erkek, başarısız biri.. Esrar, kokain torbacılığı yaparak geçiniyor..
Giderek anlarız ki, kız, başarısız oğlanın lise boyu sevgilisidir, ama ilişkileri süresince onunla yatmayı hep reddetmiştir. Mezuniyet günlerinde de ayrılmışlardır. Kız, bu ayrılıktan hemen sonra, yönetmen olanla yatmıştır. Yani eski sevgilisinin en iyi arkadaşıyla..
Torbacı, yıllarca kafasındaki soruya yanıt aramıştır. Kendisi ile ısrarla yatmayan kız, nasıl arkadaşına bir gecede teslim olmuştur?..
Kendi arzusuyla mı, yoksa, en iyi arkadaşı, sevgilisine tecavüz mü etmiştir?..
Oyun bu üç insanın birbirlerini, aslında kendilerini sorgulamaları ile sürüyor..
Çok güzel ve de çok zor bir oyun..
Öner Erkan, Erdem Irmak ve Senan Kara adlarını ilk kez duyuyorum. İlk defa da izliyorum. Oysa üçü de televizyon dizilerinde varmış.. İzmir 9 Eylül Üniversitesi Tiyatro bölümünden mezun üç genç. Oyundaki gibi okul arkadaşları..
9 Eylül'ü yürekten kutlarım, böyle oyuncular yetiştirdiği için..
Öner, Erkan ve Senan inanın nefesimi kestiler, oyunculuklarıyla..
Öner'i özellikle harika bir tiyatro geleceği bekliyor.. Çünkü o dizileri de bırakmış, kendini tiyatroya vermek için..
Senan müthiş.. Hem güzel, hem çekici, hem de oyuncu kadın bulmak dünyada zor. Senan sahneye nasıl yakışıyor, gidip görmelisiniz.
Erkan olağanüstü bir yorumcu..
Barış Erdenk'in yönetimi nefes kesici.. Ritm, tempo bir an düşmüyor..
Bu oyun için ne desem az..
En büyük alkışım Emre Kınay'a..
Günümüzde tiyatro kurmak, tiyatroya bunca yatırım yapmak, nur içinde yatsın, Turan Yavçan'ın dünya durdukça duracak deyişiyle, Milli Enayiler'in işi.. Emre, Kadıköy'de harika bir tiyatro yuvası yaratmış işte böylesi mükemmel yeteneklere sahne ışıklarına çıkma şansı vermek için..
Bu tiyatroyu da, bu oyunu da mutlak görün.
www.tiyatroduru.com adresi size tiyatroyu da, ne zaman, nasıl gideceğinizi de anlatacaktır.. Ben 22 Şubat'ta tekrar gideceğim. Bu defa Kara Sohbet'te Emre Kınay'ı izlemek, oyun öncesi kafede cheese cake tadıp, oyundan sonra mantı kaşıklarken sohbet etmek için..
Yürekten kutlarım Emre.. Canı yürekten..