TANRIM bir soluk aldır ne olur!..
Bu kadar da arka arkaya olur mu?..
Temel de gitti.. Temel Özalak .. Gençti üstelik.. Benden 15 yaş küçük.. 80'li yılların her gününü beraber yaşadık. Gelişim Yayınlarının en sevilen adamlarındandı. Herkesin işine koştuğu, herkesin derdine derman olmaya savaştığından..
Altın kalpli Temel!..
Benim sağ kolumdu, sol kolumdu. Jokerimdi.. Erkekçe'de.. Gelişim Spor'da..
"Ara" derdim, arardı.. "Bul" derdim, bulurdu. "Yaz" derdim yazardı. Verdiğim her işi koparırdı..
Ali'nin arkadaşıydı. O getirmişti bize.. Geldiğinde gazeteciliğin "G" sini bilmiyordu. Ben öğrenmeye bu kadar meraklı adam görmedim. Kısa sürede en iyilerden biri oldu..
Gelişim bitti.. Yollar ayrıldı. Ama ben hep onun Hıncal Ağbisi kaldım. O benim hep Temel'im..
Her bayram elinde bir kutu çikolata ile gelirdi, ihmal etmeden..
Son gazetesi Posta, spor kadrolarını daraltmaya karar vermiş, Temel'i de kapıya koymuştu.. Birlikte iş arıyorduk ona..
Fuat'a tavsiye ettim sonunda.. Böyle bir yardımcıya ihtiyacı da vardı, son günlerdeki kopmalar yüzünden..
"Tamam" dedi..
Davet etmiş NTV'ye.. Perşembe günü gitmiş Temel.. El sıkışıp başlayacaklar.. Kapıda yıkılmış.. Kalp krizi.. Veda!..
Bir pırlanta kalpli, bir vefakar, bir cefakar adam gitti.. Bir adam gitti.. Bir dost gitti..
Bir dost daha gitti..