GEÇEN hafta "Fatih Terim hadi Hasan Şaş'tan nedense nefret eder, peki ama Yusuf'u hâlâ nasıl görmez" diye bir yazı yazacaktım. Vazgeçtim. "Hasan yazılarım Fatih Hoca'da ters tepti, Yusuf'u da yakmayalım" dedim içimden..
Arka arkaya gelen sakatlıklar çaresiz bırakınca Terim, Yusuf'u görmeye mecbur oldu. Geçen hafta yazmış olsam, Yusuf bugün kadroda olur muydu acaba?.. "Hıncal dedi de aldı" dedirtir mi, benim Sevgili Hocam, Bab-ı Ali'deki fırsatçı Fatih ve Hıncal takıntılılara?..
Bana sorarsanız, Yusuf, Norveç maçının kader adamı olacak..
Şeytan gene dürtüyor. Bile bile lades!..
Sana zahmet olur belki Hocam ama, o her maç tribünde yanında oturan, ne işe yaradıklarını pek bilmediğim adamlarından birini ara sıra Eskişehir'e yollayıp, Sergen'i izletsen ve soruştursan..
Bana gelen haberlere göre ıslahı nefs etmiş. Kendini artık futbola vermiş..
Valla "Al" demiyorum.. "İzlet" diyorum. Sergen gibi bir dünya yeteneğini son demlerinde de olsa kazanırsak altında imzan olur..
Nacilerin, Baba Recepler'in "Bittiler" diye Fener'den, Beşiktaş'tan atıldıktan sonraki "Zafer Dönüşleri"nin altında Baba Gündüz imzasının, 50 yıl sonra hâlâ durduğu gibi..