BEN kendimi "En iyi zamanda dünyaya gelmiş" talihlilerden sayarım. Türkiye'de Tiyatronun altın çağını yaşamış olmam bu duygumun köklerindendir.
Tiyatro sevgim aileden gelir.. Tiyatroyu bilerek sevmemi sağlayanlar ise, bu altın çağda gazetelerde geniş köşeler bulan yazarlardır ve ikisinin bende yeri çok ayrıdır..
Özdemir Nutku ve Metin And..
Bu ikisi, 17 yaşındaki bir gazeteci heveslisine "Bir tiyatro oyunu nasıl seyredilir"i öğrettiler..
Gidip seyrettiğim oyun, Nutku ve And'ın yazılarını okumadan bitmezdi. Okuduktan sonra, neleri fark etmediğimi anlar, çoğu zaman ikinci defa izlemeye karar verirdim.
Metin And, sahne sanatları üzerine müthiş kültürü olan ve bu kültürü, yazıları, kitapları, konferansları ve gösterileri ile paylaşmaktan müthiş zevk alan bir bilim ve sanat adamı..
Harika bir koleksiyoncu, inanılmaz meraklı bir araştırmacı.
Okumaya bayıldığım And'ı yıllar sonra tanımak, onun dostları arasına adımı yazmak, aradığı, mektuplaştığı kişilerden biri olmak, bana nasıl bir gurur, nasıl bir keyif verir anlatmam.
İnanın, bir hayatı Metin And'la yaşamak, hele onun dostları arasına girmek bir mutluluktur.
Ben bunu tattım!.
2007 Kitap Fuarı Metin And'ı Onur Yazarı seçti.
And, Türk Kültür ve Sanatının yaşayan onurudur.