GEÇEN hafta yazdım..
New York'un ünlü bir İtalyan restoranına o gece gidenlerin pek çoğu hizmet eden garson kıza "Ne kadar çok Catherine ZetaJones'a benziyorsunuz" dediler.. Kız gülümsedi..
"Hep benzetirler.."
Garson kız, Catherine Zeta-Jones'tu. Çevireceği film için lokanta hayatını içerden yaşamak istemişti.
Yıllar önce yazdım..
Los Angeles'in ünlü Rodeo Drive caddesinde de luxe bir İtalyan Lokantası. Fevkalade güzel, fevkalade çarpıcı bir genç kız hizmet ediyor, masaların bir bölümüne.. Bu kentte hemen tüm garsonlar, ya güzel kızlar, ya da yakışıklı gençlerdir, masalarına bir yapımcı, bir yönetmen oturur da, dikkatini çekerler diye.. Hollywood hülyası..
Garson kız kalabalık masada oturan adamın kulağına eğildi..
"Sean Connery'ye ne kadar çok benziyorsunuz" dedi.
Adam güldü..
"Hep benzetirler.."
Adam bendim.. Yanımdakiler de Necdet Ağabey (Çobanlı), eşi Sevgili Belma ve Kazım Baba.. Yıl 1994.. Dünya Kupası için ordayız ya..
Necdet Ağabey "Kız sana bayıldı. Telefonunu alsana" dedi..
"Beni her Sean Connery'ye benzetenin telefonunu alsam, defterimde yer kalmazdı" dedim, şımarık şımarık!..