"SAHİPSİZ Kent İstanbul" diye örnekleyerek yazıyorum ya.. Kanyon ve Metro City gibi iki dev trafik yoğunluğu merkezi inşa edilirken sırtüstü yatıp uyuyanlar ve "Bu millet buralara nasıl gidip gelecek" diye düşünmeyenler, Gültepe semtini girip çıkılmaz hale getirdiler. Mesela akşam saat altıda, ambulans, itfaiye gerekse yandınız.. Bir şerit gidiş, bir şerit geliş ve kilit trafik..
Yazdık ne oldu?.
İlgililerin kılı kıpırdamadı. Ama Gültepe'den e-mail yağdı.. Hepsi çözüm istiyor..
Gültepeliler!.. Çözüm sizin elinizde.. Bu kentin sahibi yok. Ne seçilmişler umursuyor sizi, ne atanmışlar aldırıyor.. O zaman haklarınıza, yollarınıza sahip çıktığınızı gösterin onlara..
Birleşin, bir araya gelin.. Yasal gösterilerle dikkati çekin. Televizyonlar, kameralar yığılsın oraya.. Sırça köşkte oturup, İstanbul yollarında, eskortla ve daha evvel polislerin açtığı yollarda gezdikleri için sizin çektiklerinizin zerre farkında olmayanlara sesinizi duyurun..
Ne mi yapın?..
Mesela gecekondu halkının yaptığını.. Onlar nasıl oturma grevi ile otobanları kesip, dertlerini ülkeye mal ediyorlar, siz de yapın benzerini..
Durdurun trafiği hem o daracık Gültepe yollarında, hem de önünüzden geçen Büyükdere caddesinde.. Günlerce, arka arkaya.. Sonuç alana dek.. Bakın yer yerinden oynamıyor mu?.
Halkın sesi, hakkın sesi.. Haklarınıza sahip çıkın..