Bu hafta Pazar neşemiz, Kazım Baba'nın derlediklerinden gene..
Adam tek başına golf oynayarak vakit öldürürken, yanına bir genç yanaşmış.. "Size katılabilir miyim" demiş.. "Birlikte oynarız.." "Peki" demiş adam.. Çukurlar birer birer geride kalırken, adam gence "Ne iş yaparsınız" diye sormuş.. "Tetikçiyim" demiş, genç.. "Dalga geçmeyin.." "Yoo.. İşim bu.. Bakın silahım da bu" demiş, yanındaki golf torbasından süper modern bir tüfek çıkarıp.. "Harika bir dürbünlü tüfek bu" demiş adam, hayran hayran.. "Öyledir" demiş genç.. "Dürbün yüzlerce metre öteyi cam gibi gösterir ve kusursuz nişan almamı sağlar." "Bu dürbünle buradan bizim ev görünür" demiş adam.. "Verin bir bakayım.." Bakmış dürbünden.. "İşte evim.. Yatak odası penceresi.. Karım içerde.. Aaa.. Çıplak.. Vay anasını.. Bizim komşu da orda.. O alçak da çıplak.." Dönmüş tetikçiye.. "Benim için çalışır mısın?.." "Tabii" demiş, delikanlı.. "Parayı veren herkese çalışırım. Tetik çekme ücretim bin dolardır." "O zaman benim için iki kere çek.. Önce karımı vurmanı istiyorum. Tam ağzından.. Dırdırı ile bana hayatı zehreden ağzından vur fahişeyi ki, bir daha konuşamasın.. O adam da güya en iyi dostum. Arkadaş karısına göz koyan o namussuzu da, tam aletinden vur ki, bir daha kimsenin karısına dokunamasın." Tetikçi almış tüfeği eline, dürbüne dikmiş gözünü.. Parmak tetikte.. Ama dakikalar geçmiş, bir türlü çekmiyor.. "Çekecek misin o tetiği, yoksa çekmeyecek misin, hadi artık" diye söylenmiş adam.. "Seni çok sevdim.." demiş tetikçi.. "Az sabırlı olursan sana bin dolar kazandıracağım.."