Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Tecelli'den Abuzittin'e mektuplar

Abuzittincim,
Ben artık İtalyanlara da bozulmaya başladım.
Mesela şu Ferrari olayı. Nedir bu rezalet kardeşim? Gazetelerde kocaman başlık: 750 bin Euro'luk Ferrari'ye Türklerin 'CV'si yetmedi! Bu CV dediği özgeçmiş yani..
Neymiş efendim, 60'ıncı yılları dolayısıyla 60 adet özel Ferrari yapmışlar ve bunları satın almak isteyenlerin özgeçmişlerini inceleyip, layık gördüklerine vermişler. Bunların içinde Türk yokmuş. Çünkü bizimkilerin 'CV'leri Ferrari'yi almaya yeterli değilmiş. Yahu biz 2004 model Ferrari'nin bagajına tüpgaz yerleştiren bi kültürden geliyoruz. Kimin 'CV'sinde böylesine ince bi zekânın pırıltısı vardır da sen ona "Senin görgün bu çok özel Ferrari'yi almaya yetmez!" deme kabalığını gösterebiliyorsun?
Ferrari Fransız malı olsa "Bu gene Sarkozy'nin aşağılık bi diretmesi" diyecem de, bunlar İtalyan. Güya biz, "İtalyanlar bizi sever" bilirdik yaptıklarına bak!
Zaten son kamuoyu yoklamalarında da İtalyan halkının yüzde 60'ı "Türkler AB'ye girmesin" demiş. Keşke atalarımız Viyana kapılarına dayanacağına az güneye inip Roma'yı alsalardı bak bakalım bugün böyle yapabilirler miydi?
Hayır, beni üzen başka bi şi de Ferraricilerin bu hareketlerine karşı hiç tepki vermememiz. Mesela biz de Türkiye'de üretilen Fiat Doblo'ların İtalya daki satışları için onlardan 'CV' isteyebilir ve Doblo taliplerine "Valla bu kadar bol makarna yiyenlerin zekâsı Doblo kullanmaya yetmez" diyebiliriz!
Hadi bunu ekonomik nedenlerle yapmıyoruz diyelim, en azından Türkiye'deki bütün eski Ferrari sahipleri (ki en az 150 kişi varmış) İtalyan Büyükelçiliği önünde toplanıp, İtalyan Büyükelçisi balkona çıkarak resmen bizlerden özür dileyinceye kadar devamlı kornaya basamaz mı?
Böyle bi protesto hareketi için illa bi takım derneklerin ortaya çıkıp önderlik mi yapması lazım? Başbakanımızın, Abdullah Gül beyefendinin ve de önemli yazarlarımızın bu Ferrari konusunda öylesine sessiz kalışı da ayrı bi üzücü durum Abuzittincim.
Sessiz kaldığımız bi başka olay da Putin'in Amerikalılara "İran'a karşı savunma ağı kuracaksanız bunu Polonya'da değil Türkiye'de kurun!" demesi. Adamın bahsettiği balık ağı değil Abuzittincim. İran'ın yarın öbürgün yapımına başlayacağı (belki de başladığı) nükleer başlıkları taşıyacak roketleri durduracak füze savunma sistemi. Putin o ağdan bahsediyor.. Pazarlık bizim topraklar üzerinde yapılıyor ve de bizden çıt yok. Bütün aslanlarımız sus pus. Acaba geçenlerde Putin İstanbul'a geldiğinde "Sen ne demek istiyorsun arkadaş?" diye bizden bi soran oldu mu ki?
Hadi, politika icabı, yüz yüze konuşmak istemiyoruz diyelim, kimsenin aklına bi web sayfası açıp da oradan "Üzerimize fazla gelmeyin tepeleriz ha..!" yollu mesajlar vermek de mi gelmiyor? Valla bu iş Ferrari meselesinden de ciddiymişe benziyor Abuzittincim.
Münasip yerlerinden öperim kardeşim. Güneş.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA